determinist etik

determinist etik İng. determinist ethics

İrade özgürlüğünü ahlakın en temel ögesi olarak kabul eden, insanların sorumlu tutulabilecekleri karar ve eylemlerin, onların özgürce karar verebilme gücüne sahip olmalarına bağlı olduğunu savunan görüş.


determinist etik ile benzer kelimeler

determinist

Fr. déterministe

sf. fel. Belirlenimci.

aksiyolojik etik

İng. axiological ethics

Ahlaki eylemlerin, asli olarak içerdikleri ve cisimleştirdikleri değerden dolayı ahlaken doğru olduklarını öne süren ahlaki değer kuramı veya etik anlayışı.

analitik etik

İng. analytical ethics

Metaetik.

betimleyici etik

İng. descriptive ethics

Norm bildirmek veya kural koymak yerine, sadece eylemleri gözlemleyerek bilimsel ve/veya betimsel yolla tanımlamayı amaçlayan görüş, deskriptif etik.

çoğulcu etik

İng. pluralist ethics

Gerçekten ve özü itibarıyla değerli olan, dostluk, aşk, paylaşma ve yardımseverlik türünden birçok iyinin bulunduğunu, insanın tek bir iyinin peşinde gitmek yerine, birçok iyinin peşine düşmesi, olabildiğince çok iyiden pay alması gere...

deontolojik etik

İng. (Yun. deonthologic ethics

Ahlaki eylemin doğruluğu veya ödeve uygunluğu üzerinde yoğunlaşan, belli birtakım şeylerin ilkeye dayandırılarak yapılması gerektiğini savunan, ahlaki eylemleri eşitlik, tarafsızlık veya evrenselleştirilebilirlik gibi ölçüt...

deskriptif etik

İng. descriptive ethics

Betimleyici etik.

duygucu etik

İng. emotive theory of ethics

Etiğin, gerçekte bilişsel bir değeri olmadığını, onun insanın rasyonel boyutundan ziyade arzu ve istekleriyle ilgili boyutuna dayandığını öne süren görüş.


"determinist etik" karakter analizi

  • determinist etik, 16 karakter ile yazılır.
  • d harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'd', 'e', 't', 'e', 'r', 'm', 'i', 'n', 'i', 's', 't', ' ', 'e', 't', 'i', 'k', şeklindedir.
  • determinist etik kelimesinin tersten yazılışı ' kite tsinimreted' diziliminde gösterilir.

(d,e,i,k,m,n,r,s,t) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

tiksindirmek

(-i, -den) Tiksinmesine yol açmak.

tiksindirme

a. Tiksindirmek işi: “Hiçbir sövme, kötü yerme, kalp kırma, küçümseme, kabalaştırma, çirkinleştirme, soğutma, edas

tırnak düşmesi
İng. exungulation

Kapsül tırnağın canlı tırnak dokusundan çeşitli nedenlerle tamamen ayrılıp düşmesi, eksu

tersi dönmek

şaşırıp bulunduğu ve gideceği yeri kestirememek.


Şaşırmak, sersemlemek.

taksitlendirmek

(-i) Taksitlere bağlamak.