deneme

deneme

a. 1. Denemek işi, sınama: “Bu denemeleri yaptığıma hiç pişman değilim. Bugüne kadar yararlıklarını görüyorum.” -N. Hikmet. 2. sf. Son biçimini bulmamış, taslak durumunda olan: “İlk deneme dalış günü gelince, denizcilerde büyük bir coşkunluk, bir tören havası vardı.” -Halikarnas Balıkçısı. 3. ed. Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düz yazı türü: “Öykülerimde, denemelerimde beni yazmaya iten yüreğimin taşmasıdır.” -N. Cumalı.

deneme Fr. Expérience
deneme Fr. Essai
deneme İng. Trial

Atma ya da atlama yapan yarışçının, her dönede birer kez kullandığı sınama hakkı.

deneme İng. trial

Eğitim ve öğretimle ilgili bir kuramın, bir görüşün, bir yöntemin uygulama olanağını araştırmak, bir öğrenci ya da öğretmen topluluğuyle ilişkili sorunların çözümü için önerilen çözüm yollarının geçerliğini anlamak amacıyla bilimsel ölçüler içinde ortam hazırlama ve tasarlanılan şeyi deneme eylemi.

deneme İng. trial

(olasılık kuramı) Bir olayı oluşturmak üzere olasılıksal bir tasarımla yapılan deney.

deneme, yanılma İng. trial and error

Kabüllerin uygulanabilirliğinin denenmesi suretiyle kabüllerin doğruluğunu belirleme.

deneme İng. testing

Metal parçaların çeşitli özelliklerini ve bunların değişimlerini saptamak için yapılan işlem.

deneme Osm. Kalem tecrübesi

Bir konuyu derinden derine incelemek dâvasında bulunulmıyan eser (DENEME YAZARI, Essayiste).

deneme İng. testing

1. genel uygulayım: Bir nesne, aygıt, araç vb. niteliklerini, işlevini belirlemek için yapılan işlem. 2. bayındırlık: a. Bir yolun kullanıma açılmadan önce sınanması. b. Bir nesne, özdek vb. nin çeşitli niteliklerini (direnç, iletkenlik vb.) ortaya çıkarmak için yapılan fiziksel, kimyasal işlem. c. Bir makinenin yapısında ya da işleyişinde aksaklık olup olmadığını çıkarmak için yapılan denetim. 3. kimya: Bir kimyasal ürün üzerine ivedilikle uygulanan çözümleme. 4. metalbilim: Metal parçaların çeşitli özelliklerini saptamak için yapılan işlem.

deneme İng. trial, experiment

1. Araştırmacının, deneklere yöntemi uyguladığı, verileri elde ettiği ve çıkan sonuçların değerlendirdiği ve bu üç elementi tasarım sırasında denetlediği bir çalışma. 2. Bir olayı veya genel bir gerçeği keşfetmek veya göstermek için kullanılan bir işlem.

deneme İng. trail

Bir bilgi ya da yordamı uygulama yoluyla ya da denenceyle sınama.

deneme İng. Trial

Seçme yapmak için yumrukoyuncularını karşılaştırma.

deneme Osm. tecrübe-i kalemiye

Bir bilim, bir sanat sorununu yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunan düzyazı türü.

---

deneme ile benzer kelimeler

bir saatlik deneme yarışı Fr. épreuve sur une heure Yarışlıklarda, bir saatlik süre ile düzenlenen deneme yarışı.

biyolojik deneme İng. bioassay Biyolojik organizmaların, bir uyarıcının etkisi karşısında verdiği cevabın çözümlenmesindeki süreç.

değiştirmeli deneme İng. changeover trial (Deneysel tasarım) Çapraz tasarım kullanılarak yapılan bir deney ya da deneme.

deneme baskısı İng. proof (Resim) Oymabaskı sanatlarında, maden plaklar üzerindeki çalışmaların geliştirilmeleri sırasında kazımanın sonucunu görmek için yapılan baskı.

deneme çekimi İng. test shot Sinema Güç bir çekime hazırlık olmak üzere herhangi bir görünçlüğün filme alınması.

deneme eşlemi İng. sample print, rush print Sinema Bir basımda ilk elde edilen, kertelemesi yapılmamış, basım yanlışlarının düzeltilmesinde kullanılan eşlem.

deneme filmi İng. test film Sinema Yeni bir oyuncuyu sınamak üzere çevrilen kısa film parçası.

deneme hayvanı a. hay. b. Meranın verimi veya mera üzerinde uygulanan ıslah ve düzenleyim işlemlerinin etkileri hakkında bilgi edinmek amacıyla otlatılan ve canlı ağırlık artışı veya süt verimi devamlı biçimde ölçülen hayvan.

---