dayanak

dayanak, -ğı

a. 1. Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet. 2. mec. Bir iddiayı güçlendirmeye yarayan tanıt. 3. mec. Destek, dayanak noktası: “Söylenenleri destekliyor, onlara dayanak oluyordu.” -T. Buğra. 4. fel. Bir gerçekliğin onaylanması için olayların arkasında veya altında bulunan şey, kendisine bir şey yüklenilen, bir varlığa destek olan, altta bulunan temel.

dayanak

Destek.

dayanak

Kalınca, uzun sopa, baston, asa.

dayanak

1.bk. dayak-4. 2.bk. dayak-1.

dayanak

Koruyucu, koruyan.

dayanak Osm. siper

Ağaçişleri makinelerinde, işlenen parçayı gerekli konumda ve yönde ilerletmeye yarayan aygıt.

dayanak İng. substratum

Altta bulunan; temel. Niteliklerin taşıyıcısı; kendisine bir şey yüklenilen şey, töz. Bir gerçekliğin onaylanması için olayların (görüngülerin) arkasında ya da altında bulunması gereken şey.

dayanak İng. supportcebirde) bk. taban (geometride).

dayanak İng. 2- support

1. ağaç işleri: İşlenen parçayı gerekli konumda ya da yönde ilerletmeye yarayan aygıt. 2. kimya: Değişik düzenekleri dayamaya, devinimsiz tutmaya yarayan tahta, demir vb. yapılmış aygıt.

Dayanak Osm. Mesnet

---

dayanak ile benzer kelimeler

dayanak açınığı Fr. voyelle d'appui Söylemeyi kolaylaştırmak için bir kelimedeki bazı abanık öbeklerinin arasına katılan açınık. lutuf küfür, vasıl, nesil kelimelerindeki ikinci açınıklar birer dır.

dayanak altı Fr. Hyponarthecie

dayanak fonksiyonu bk. Minkowski fonksiyoneli.

dayanak noktası a. 1. Yapılarda bir bölümün ağırlığını taşımaya yarayan öge. 2. mec. Dayanak.

dayanak uzayı İng. carrier space bk. büyükçe özlekler uzayı.

dayanak yıldızı İng. comparison star Bir ya da birkaç yıldızın parlaklığını ya da bir başka özelliğini saptamak üzere karşılaştırma amacıyla seçilen belirli bir yıldız.

makaralı dayanak İng. pipe roll stand Isı etkisiyle uzayan borunun rahat hareketini sağlayacak biçimde yapılmış destek.

---