canı sıkılmak

canı sıkılmak

1) içi sıkılmak, yapacak bir işi olmamaktan tedirginlik duymak: “Bir an daldı. Durup dururken canı sıkılmıştı.” -E. Şafak. 2) öfkelenmek: “Belki de kitapları bedavaya getireceğimi düşündüğü için canı sıkılıyor.” -A. Ümit. 3) üzülmek: “Atölyede bellediğim dünya kadar söze gazetelerde, kitaplarda rastlamayınca enikonu canım sıkılıyordu.” -B. R. Eyuboğlu.

---

canı sıkılmak ile benzer kelimeler

başı sıkılmak (veya sıkışmak) herhangi bir güçlük karşısında kalmak, bunalmak: “Baba dostu bir adam, başı sıkıldıkça Edip Münir ona koşar.” -H. R. Gürpınar.

içi sıkılmak bunalmak: “Sekiz saattir trendeyim. Tren boş ve neşesiz. İçim sıkılıyor.” -A. Haşim.

sıkılmak (nsz) 1. Sıkma işi yapılmak: Çamaşırlar sıkıldı. 2. (-den) Can sıkıntısı duymak: “Ama lunaparkların işlemeli dönme dolaplarına bakmaktan hiç sıkılmadı.” -A. Ağaoğlu. 3. Utanıp çekinmek: “O dakikadan dakikaya daha ziyade şaşırıyor, sıkılıyor, bur...

yüreği sıkılmak içi sıkılmak.

adamın adı çıkacağına canı çıksın insanın adı çıkacağına canı çıksın.

ağanın malı çıkar, uşağın canı “bir afeti önlemek için patron malını, işçi de canını feda eder” anlamında kullanılan bir söz.

altta kalanın canı çıksın “herkes başının çaresine baksın, gücü yetmeyen ne olursa olsun” anlamında kullanılan bir söz.

başı canı ele almak Kelleyi koltuğuna almak, ölümü göze aldırmak.

---