bulanık

bulanık

sf. 1. Bulanmış olan, duru olmayan: “Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı.” -F. R. Atay. 2. Bulutlu, kapalı (hava). 3. Açık seçik görünmeyen, net olmayan: Bulanık görüntü. 4. Donuk, anlamsız, fersiz (bakış): “Dimdik oturuyor, bulanık ve ıslak gözlerle ona bakıyordu.” -P. Safa. 5. mec. Niteliği tam anlaşılmayan: “İzmir-Bursa yolculuğundan dönüşümde ben böyle bulanık bir politika havası içinde bulmuştum.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 6. zf. Bulanmış, duru olmayan bir biçimde: “Bir musluğu açtığınız zaman bile su, evvela bulanık gelir” -N. F. Kısakürek.


bulanık Fr. Trouble
bulanık Fr. Louche
bulanık İng. blur
bulanık İng. out of focus, blurred, unsharp, hazy

Sinema/TV. Görüntünün odak noktasına düşmemesinden doğan durum.


bulanık İng. out of focus, blurred

sinema: Görüntünün odak noktasına düşmesinden doğan seçik olmama durumu.


bulanık Fr. vague

Bir olayı ya da düşünceyi açık ve belirli bir biçimde anlatmayan sözcük ya da tümce.


Bulanık, -k'ı

öz. a. (bula'nığı) Muş iline bağlı ilçelerden biri.


Bulanık

Afyon ili, Çay ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Bulanık

Artvin ili, Ardanuç ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Bulanık

Bolu ili, Göynük ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Bulanık

Bolu ili, Mudurnu ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Bulanık

Erzincan ili, Tanyeri bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Bulanık

Kahramanmaraş ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Bulanık

Kars ili, Kağızman ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Bulanık

Kars ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


bulanık ile benzer kelimeler

ala bulanık

Yarı berrak, bulanık su.


1. Hasta yüzlü, renksiz: Yüzün , hasta mısın? 2. bk. ala bılanık.

boz bulanık

sf. 1. Çok bulanık: “İleride, harap bir evin önünde, çemberimsi bir çukurun içinde, bir çamur gölü oluşmuştu.” -E. Şafak. 2. zf. Çok bulanık bir biçimde.

bulanık film

İng. out of focus film

Sinema Tümü ya da bir bölümü bulanık görüntüler taşıyan film.

bulanık görüntü

İng. unsharp picture, blurred picture

Sinema/TV. Herhangi bir nedenden dolayı görüntülük üzerinde bulanık olarak izlenen görüntü.

bulanık şişkinlik

İng. cloudy swelling

Akut hücre şişliği

bulanık ünlü

Bir lehçe veya ağız özelliği olarak iki ünlünün boğumlanma noktaları arasında gidip gelen, boğumlanma niteliği bakımından duruluğunu kaybetmiş olan ünlü: â (bulanık a, a-ı arası): parâlar; gaynânam burdâ galmış, ê (bulanık e, e-i arası): mên (<ben); çergê- «sarmak». î (bula...

bulanık zincirleme

İng. defocusea dissolve, defocus mix

Sinema/TV. Zincirlemede, ilk çekimin son görüntülerinin gittikçe bulanıklaşması; ikinci çekimin ilk görüntülerinin gittikçe seçikleşmesi durumu.


"bulanık" karakter analizi

  • bulanık, 7 karakter ile yazılır.
  • b harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'b', 'u', 'l', 'a', 'n', 'ı', 'k', şeklindedir.
  • bulanık kelimesinin tersten yazılışı ' kınalub' diziliminde gösterilir.

(a,b,k,l,n,u,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

kuzey balinası
İng. seiwhale

Balinalar (Cetacea) takımının, çatal kuyruklu balinagiller (Balaenopteridae) familyasından,

kafası bulanmak

bir olay karşısında aklı karışmak, anlayamaz, kavrayamaz duruma gelmek.

bolluk oranı
İng. abundance ratio

Belirli bir element içinde bulunan izotopların .

zamanını bulmak

Uygun vakit, elverişli durum sağlamak.

yüzey bulaşkanı
İng. surface contaminant

Yüzey bulaşımını yapan özdek.

bulanık - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
b3
u2
l1
a1
n1
ı2
k1
Toplam puan değeri11