buğu

buğu

a. 1. Su buharı: “İçimde buz gibi bir buğu, gittikçe yayılarak beni ürperte ürperte öldürmeye çalışıyor.” -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Soğuk bir cisim üzerinde ince bir tabaka durumunda yoğunlaşmış sıvı: “Biz bile kendimizi en sadık bir aynada görmek istesek nefesimizin buğusu aynamızı bulandırır.” -A. Ş. Hisar.

buğu Fr. Buée
buğu Fr. Vapeur
buğu

1. Yabanî inek. 2. Ceylan. 3. Erkek geyik.

buğu

Büyü

buğu İng. vapor, vapour

1) Maddenin gaz hali. 2) Soğuk yüzeylerde oluşan yoğuşma.

buğu İng. mist, fog

Su uçuğunun soğuk bir yüzey üzerinde ya da havadaki toz ve üşerler üzerinde ince damlalar halinde yoğuşmasıyla oluşan bulut. bk. uçuk.

buğu İng. steam
buğu İng. vapour

Gaz durumundaki özdek.

buğu, buhar Fr. vapeur

(fizik, kimya coğrafya)

buğu İng. steam, vapor

genel uygulayım: 1. Isı etkisiyle gaz durumuna geçen sıvı. 2. Soğuk bir özdek üzerinde ince bir tabaka biçiminde oluşan sıvı yoğuşması.

---

buğu ile benzer kelimeler

buğu aktarma bölümü İng. vapour transport stage Su verme işleminde, parçayı saran buğu örtünün kırılıp, kaynamanın başladığı ve ısısını hızla yitirdiği soğuma bölümü.

buğu basıncı İng. vapour pressure Bir buğunun birim alana yaptığı basınç.

buğu çekimi Fr. inhalation

buğu emlemi Fr. Atmiatrie

buğu emlemi yoldamı Fr. Atmiatrique

buğu kazanı İng. boiler

buğu kebabı a. Et, arpacık soğanı, domates, sarımsak, kekik ve baharat kullanılarak su konmadan hazırlanan bir et yemeği.

buğu makinesi Osm. buhar makinesi (buhar-) (fizik)

---