beti

beti

a. Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi.

beti

Mektup, yazı.

beti Fr. figure

(Resim, Heykel) Resim ve heykel sanatlarında insan ve hayvan biçimlerine verilen ad.

beti İng. figure

Boşlukta noktalarla ya da başka kesintili uyaranlarla belirtilen bir görüntü yerine, kesin çizgilerle sınırlandırılıp belirlenen görsel bir alan.

---

beti ile benzer kelimeler

belirsiz beti İng. ambiguous figure Sürekli olarak bakıldığı zaman, görünende hiç bir değişiklik olmadan türlü yollarla yorumlanabilen betiler. (Örneğin: Bir merdiveni gösteren çizgiler istendiği zaman yukardan aşağıya ya da aşağıdan yukarıya bakılıyormuş izlenimini veri...

beti arka etkisi İng. figure after effect Art arda gelen ve birbirine benzeyen yaşantılarda aynı biçim-fon bağlantısını sürdürme eğilimi.

beti bereketi kalmamak (veya kaçmak) azalmak, kıtlaşmak, çabuk tükenmek: Paranın beti bereketi kalmadı.

beti ve arkası İng. figure-ground Algılanan bir alanın, karşılıklı olarak birbiri üzerine etki yapan ( adı altında ayrıldığı) iki bölümü ya da öğesi. (Biçim bir bütünlük olarak ve arkadan ayrılmış bir durumda algılanır, arka da tüm olarak değilse bile görsel bir türdeşlik...

beti benzi atmak (veya solmak veya uçmak veya kül kesilmek veya kireç kesilmek) herhangi bir sebeple kanı çekilip yüzü solmak, korkmak: “Baksana, beti benzi kül kesildi.” -H. R. Gürpınar. “Beti benzi atmış görevli, boş boş baktı çocuğun yüzüne ve kafasını salladı donuk bir ifadeyle.” -E. Şafak.

beti benzi kalmamak yüzü sararıp solmak: “Müşterim bu sesi duyunca arabayı durdurdu. Beti benzi kalmadı. Eli ayağı titremeye başladı.” -H. R. Gürpınar.

---