beş

beş

a. 1. Dörtten sonra gelen sayının adı. 2. Bu sayıyı gösteren 5 ve V rakamlarının adı. 3. sf. Dörtten bir artık. 4. esk. İlkokul: “Biz okumadık. Beşi bitirdik; gazete, mektup okumasını söküp meramımızı anlatacak kadar...” -T. Dursun K.

beş

Keçi, koyun ve sığır gibi hayvanların alınlarmdaki beyazlık veya böyle bir lekeye sahip olan hayvan: Beş dana, alnı beş.

beş

Bazı kâğıt oyunlarında, elde edilen kâğıt grubu sayısı.

beş

Beş. || bej

beş

Beş // hoş beş: hâl hatır sorma // uç beş: bir miktar

béş

Ortaklık: Biz beş kurduk, gezmeğe gideceğiz.

---

beş ile benzer kelimeler

beş aşağı beş yukarı üç aşağı, beş yukarı.

beş beş açılmak Keyiflenmek

aklı bir (veya beş) karış yukarıda (veya havada) olmak değişik sebeplerden dolayı dengeli düşünemez durumda olmak.

Barışın beş ilkesi İng.five principles of peace Alm.Fünf Prinzipien des Friedens Fr.cinque principles de paix

beş ayı Şubat

beş beter sf. Besbeter: “Kardeşi Vasfi kocasından di. Babasından kalan servetin altından girip üstünden çıkmıştı.” -H. R. Gürpınar.

beş binlik , -ği a. Beş bin liralık bütün kâğıt para.

beş bir a. Pencüyek.

---