bellek
a. ruh b. 1. Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin: Böylelerini dinlediğimizde, belleğimizde sözleri, hiç mi hiç, kalmaz. -S. Birsel. 2. bl. Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm.
bellek Fr. Mémoire
bellek
İşaret, nişan
bellek
Bilinen, belli, öğrenilen, bellenmiş.
bellek
1. bk. bel (I). 2.bk. bellik (I)-2. 3.bk. belet, bélet (I)-3.
bellek
Aşağı, alçak yer, batkın.
bellek
Entarinin belden yukarı kısmı.
bellek
Önceden tanınan, bellenen, işaret konulan yer
bellek İng. memory
Veri ve işlem dizilerinin elektriksel imler biçiminde saklandığı bilgisayar bölümü. Bellek daha çok bilgisayar ana belleğini belirtmek için kullanılır. Yardımcı bellek, dış bellek ya da veri saklama ortamı deyimleriyse, bilgisayar çevresinde, büyük oylumlu veri kümelerinin daha ucuz, buna karşılık daha yavaş erişim öngörülerek saklandığı bellek türleri için kullanılır.
bellek İng. memory
bellek
bk. depolama
bellek İng. memory
1. Eskiden görülmüş, işitilmiş, koklanmış, tadılmış nesneleri ve türlü yaşantıları yeniden anımsama yetisi. 2.-Algılanan nesnelerin ve yaşantıların bilinçte iz bırakması, saklanması ve gereğinde yeniden üretilmesi yeteneği. 3. Zihnin, belleme ve anımsama gücü.
bellek İng. memory
1. İzlenimleri, algıları vb. saklama ve yeniden bilinçte canlandırma yetisi. 2. İzlenimlerin, algıların vb. saklandığı yer.
bellek İng. memory
Bilgi-işlerde bilginin korunduğu ve gerektiğinde erişilebildiği sığaç.
bellek Osm. hâfıza
(zooloji)
bellek İng. memory
Yaşantıları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisinin bilincinde olarak anlıkta saklama gücü.
bellek İng. memory
İnsanın toplumsal bir varlık olmasını sağlayan, çevresi ile etkileşmesinin sonuçlarını anlığında saklıyabilmesi ve daha sonraki etkinlikleri sırasında bu sonuçları anımsayabilmesi yeteneği.
bellek İng. memories
bilişim: İzlencesi değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toparlayan bölüm.
bellek İng. Memory
Denenen ve öğrenilen şeylerin tanınması ve tekrar edilebilmesi kuvveti; hatırlama.
Bellek Köken: T.
Cinsiyet: Erkek 1. Zihnin belleme ve anımsama yeteneği, gücü. 2. Bellenerek öğrenilen şey. 3. İşaret, iz.
bellek ile benzer kelimeler
adanmış bellekİng. committed memory |
ana bellekİng. primary memory, main memoryBir bilgisayarın ana işlem birimince yürütülen işlem dizilerinin ve işlenen verilerin iş sürerken yerleştiği ana işlem birimiyle birlikte düşünülen bellek. İç bellek deyimi de kullanılır. |
aşırı bellek işlemiFr. Hypermnésie |
ayrılmış bellekİng. allocated memory |
bellek arıklığıFr. Dysmnésie |
bellek atamaİng. storage allocationBir bilgisayar dizgesinin bellek kaynaklarını görevlerin gereksemelerine göre kullanma yöntemi. |
bellek binişimiİng. memory interleavingBellekteki ardışık adreslerin ayrı bellek birimlerinde yer alacak biçimde düzenlenmesi, böylece bellek erişim sürelerinin üst üste bindirilmesi tekniği. |
bellek bozukluğuİng. memory disorderAnımsama yetisinin azalması, bellek karışıklığı, bellek yitimi gibi belirtileri olan ve sinir bozukluğu, ateşli bir hastalık ya da bir kaza sonucu ortaya çıkan olağandışı durum. |
"bellek" karakter analizi
- bellek, 6 karakter ile yazılır.
- b harfi ile başlar, k harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'b', 'e', 'l', 'l', 'e', 'k', şeklindedir.
- bellek kelimesinin tersten yazılışı ' kelleb' diziliminde gösterilir.
(b,e,k,l) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
seçebilmek(-i) Seçme imkânı veya olasılığı bulunmak: Şimdi gel de, bu hepsi birbirine benzeyen karı, kız kalabalığı içinde ma |
sarınabilmek(-e) Sarınma imkânı veya olasılığı bulunmak. |
yumurtlak debeFr. Ovariocèle |
yatıştırabilmek(-i) Yatıştırma imkânı veya olasılığı bulunmak. |
yapabilmek(-i) Yapma imkânı veya olasılığı bulunmak: Tramvay biletçiliği yapabilirdi, tramvay biletçiliği iyiydi, yaz kış kap |
bellek - Scrabble puan değerleri
Harf | Puan |
---|---|
b | 3 |
e | 1 |
l | 1 |
l | 1 |
e | 1 |
k | 1 |
Toplam puan değeri | 8 |