bazı

bazı Ar. ba¤ø

sf. (ba:zı) 1. Birtakım, kimi: “Bazı Türkler oraya eğlenmeye giderler.” -Ö. Seyfettin. 2. zf. Bazen: “Bazı, mağazadan içeriye girinceye kadar kendimden geçerdim.” -Y. K. Karaosmanoğlu.


bazı

1. Bir ekmeklik hamur yumağı. 2. bk. bazlama.


bazı

1. Dokuma tezgâhlarının alt ve üstünde bulunan ve ipliklerin sarıldığı silindir biçimindeki ağaç. 2. Tezgâhta çubukların yan tarafına geçirilmiş olan ve çubukları döndürmeye yarayan kol. 3. Sahtiyanları parlatmak için kullanılan yuvarlak ağaç. 4. Kağnıda dingil vazifesini gören ağaç.


bazı

Kolun üst kısmında duran şişkince kas kitlesi, pazı.


bazı

Bir cins yabanî arı.


bazı

Mısır, arpa, darı ve buğday unlarından yapılan mayalı, mayasız, yağlı, yağsız, şekerli, şekersiz, ince ve kalın pişirilen saç ekmeği.


bazı

Kilim dokuma tezgahının alt ve üstünde bulunan ve ipliklerin sarıldığı tahta silindir

I) Dokuma tezgâhlarının alt ve üst kısmındaki yuvarlak ağaçlar. (Dişkaya *Eşme -Uşak; Körküler *Yalvaç, *Senirkent -Isparta; Çatak *Emet -Kütahya)

II) bk. bazlama


bazı ile benzer kelimeler

bazı bazı

zf. Ara sıra: “Kocasını kırar , düşünür ağlar.” -O. C. Kaygılı.

bazı dingil döner, bazı teker

“karşılıklı ilişkilerde her iki tarafa da zaman zaman söz söyleme hakkı doğar” anlamında kullanılan bir söz: “Bizimkisi komşuluk gayreti, dedi, içinden de ne demişler? Bazı dingil döner, bazı teker.” -N. H. Onan.

bazı dutmak

Hamuru birer ekmeklik parçalara bölerek elde topaç yapmak.

bazı-deney

Pazar (günü)

Bronsted bazı

İng. Bronsted base

Proton alıcısı olarak görev yapan bir molekül ya da bir iyon.

çemberin bazı temel elemanları

İng. elements of a circle

(…)

dairenin bazı temel elemanları

İng. elements of a disk

Şekle bak. (…)

para bazı

bk. parasal taban


"bazı" karakter analizi

  • bazı, 4 karakter ile yazılır.
  • b harfi ile başlar, ı harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'b', 'a', 'z', 'ı', şeklindedir.
  • bazı kelimesinin tersten yazılışı ' ızab' diziliminde gösterilir.

(a,b,z,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

zırbıya

Suya banılarak yenen, katıksız ekmek.

zıbıtmak

Dövmek.


Azarlamak.


1. Atmak. 2. Yalan atmak.


zıbırtmak

Budamak.


Sövmek, atıp tutmak.


Kavga, çatışma, tartışma sırasında ka

zıbara

Baldırı çıplak, zibidi, serseri

Tüze Bakanlığı
İng. Ministry of justice, Department of justice "American"

Tüze bakanının yönetim ve sorumluluğu altında d

bazı - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
b3
a1
z4
ı2
Toplam puan değeri10