basınç

basınç, -cı

a. fiz. Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik: Gazların içinde kapalı oldukları kabın her yönüne doğru basınçları vardır.

basınç Fr. Tension
basınç İng. pressure

bk. havayuvarıbasıncı

basınç İng. pressure

Birim alan başına dik olarak düşen kuvvet.

basınç İng. pressure

Bir akışkanın değdiği yüzeye uyguladığı itme kuvvetinin birim yüzeye düşen tutarı.

basınç İng. pressure

Bir yüzeyin birim alanına uygulanan kuvvet.

basınç İng. pressure

Simgesi P, birimi N/m2 (pratik birimleri; mm Hg, atm) olan ve birim alana dik olarak uygulanan kuvvet.

basınç İng. pressure
basınç İng. pressure

Birim alana düşen yük.

basınç Osm. tazyik

(coğrafya, fizik)

basınç

bk. sıkıştırma.

basınç

Zulüm, istipdat, tazyik.

---

basınç ile benzer kelimeler

akciğer içi basınç İng. intrapulmonic pressure Solunum sırasında akciğerlerde oluşan basınç, intrapulmonik basınç. Atmosfer basıncına göre soluk almada azalır, soluk vermede ise artar.

alçak basınç , -cı a. meteor. Barometrede 760 milimetre altında bulunan, kötü havayı işaret eden hava durumu. İng. low pressure Bir yerdeki hava basıncının ortamın havayuvarı basıncından düşük olması durumu.

alçak basınç bölgesi İng. zone or belt or area of low pressure Üzerindeki hava basıncı çevresine göre daha düşük ve genellikle 1010 milibardan az olan bölge.

alçak basınç özeği bk. alçak basınç bölgesi.

alçak-basınç Osm. halâ (kimya)

basınç anahtarı a. fiz. İçindeki gaz veya sıvının belirli bir basınç değerine ulaştığında değeçlerin konum değişiminin gerçekleştiği anahtar.

basınç artımı Fr. Hypertonie

basınç artımlı böbrek üstü ur Fr. Surrénalome hypertensif

---