barış

barış

a. 1. Barışma işi: “Biz baba kız biliyorduk ki bu gibi kaçışlar, bir barışla biter.” -M. Ş. Esendal. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh, hazar: “Atatürk'ün insan haklarına ve dünya barışına ne kadar saygılı bir lider olduğunu ifade etti.” -H. Taner. 3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç: Barış içinde yaşamak. 4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam: “Devlet işçi işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır.” -Anayasa.

barış

Götürü, kabala, toptan.

barış İng. peace Alm. friedensvertrag Fr. paix

bk. Savaş, Harp, Sulh

barış

sulh (karş. uzlaşma). ~ yargıcı: sulh hâkimi. ~ yargılığı: sulh mahkemesi.

barış İng. Peace

1. Savaş içinde olmayan bir ülkenin durumu. 2. Savaştan sonra dev letler arasındaki ilişkilerin yeniden kurulması.

bârış

Barışmak

Barış Köken: T.

Cinsiyet: Erkek 1. Barışma işi. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum.3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç.4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.Cinsiyet: Kız 1. Barışma işi. 2. Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum.3. Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç.4. Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.

Barış

Kahramanmaraş ili, Nurhak ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Barış

Mardin ili, Kızıltepe ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Barış

Samsun ili, Bafra ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Barış

Trabzon ili, Of ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Barış

Van ili, Başkale ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

---

barış ile benzer kelimeler

adil barış İng.just peace Fr.paix juste

Arap barış gücü İng.Arab peace force Fr.force arabe de paix

atom barış planı İng.atoms for peace plan Fr.Plan d'atom pour la paix bk. Uluslararası atom Enerjisi Kurumu

barış ağızlığı İng. peace pipe Bayram, tören ve konukluk sırasında başkanların içtiği, barışı ve dostluğu simgeleyen ; Kuzey Amerika yerlilerinin, ucunda lülesi bulunan süslü uzun ağızlığı.

barış almak Bir işi kabala, götürü olarak yapmak üzere sahibinden almak.

barış antlaşması İng.peace treaty Alm. Friedensforschung Fr.Traite de paix İng. Peace treaty Bir savaşa kesin olarak son veren, savaşan devletler arasında olağan ilişkileri yeniden kuran bağlayıcı anlaşma.

barış belgesi Osm. Müsalahaname, muahedename, ahitname Barışın koşullarını kapsayan ve ilgililerin onayını taşıyan bağlayıcı belge.

barış bilimi İng.irenology Alm. Friedenszone Fr.irénologie

---