bağışıklık bilimi

bağışıklık bilimi

a. Bağışıklık olaylarının ortaya çıkma şartlarını, gelişimini, alınabilecek önlemleri ve yapılabilecek tedaviyi inceleyen tıp dalı, immünoloji.

bağışıklık bilimi İng. immunology

Antikorlar ve antikorların antijenlerle olan etkileşimlerini inceleyen bilim dalı. İmmünoloji.

bağışıklık bilimi İng. immunology

Hastalık veya alerji oluşturan etkenlere karşı bağışıklığı konu alan bilim dalı, immünoloji.

bağışıklık bilimi İng. immunology

İmmünoloji.

bağışıklık bilimi ile benzer kelimeler

İng. adoptive immunity

Antijene maruz kalmadan bağışık bir canlıdan bağışık olmayan bir canlıya lenfosit inokülasyonuyla biçimlenen bağışıklık.

İng. adoptive immunity

Antijene maruz kalmadan bağışık bir canl...

İng. active immunity

Aşılama veya doğal olarak karşılaşılan mikroorganizmaya karşı oluşan bağışıklık, aktif immünite.

İng. active immunity

Etkin bağışıklık.

, -ğı

a. tıp Bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla kazanılmış direnç durumu.

İng. immunity

Bağışık olma durumu.

İng. Exemption

Yurda kesin olarak sokulan bir malı, y...

İng. immunosuppressant drug

Bağışıklık sistemini baskılayıcı etki gösteren glukokortikoitler, siklosporin ve takrolimus gibi ilaçlar.

a. Bağışıklık bilimi ile uğraşan, immünolojist.

a. Bağışıklık bilimi ile ilgili, immünolojik.

İng. immunity response

Vücudun antijenlere karşı makrofaj, lenfosit, granüllü lökosit, trombosit, mast hücresi, endotelyum ve fibroblâstlar tarafından korunması.

İng. immunological screening

Klonlanmış genin kotladığı polipeptidi bulmak için antikor kullanılması.

'b', 'a', 'ğ', 'ı', 'ş', 'ı', 'k', 'l', 'ı', 'k', ' ', 'b', 'i', 'l', 'i', 'm', 'i', şeklindedir.
bağışıklık bilimi kelimesinin tersten yazılışı ' imilib kılkışığab' diziliminde gösterilir.

uğraşılabilmek (nsz) Uğraşılma olasılığı bulunmak: Fakat yine zannederim ki genç kız sırf bu sebepten, bu gururdan dolayı onu ötek
sığıştırabilmek (-i, -e) Sığıştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
kol kemiği başı İng. caput humeri anat. Kol kemiği başı. Kol kemiğinin üst ucunun arkasında bulunan ve kürek kemiğ
kitle bağlaşımı İng. population regression
boğazı işlemek durmadan bir şeyler yemek.