aslı astarı olmamak

aslı astarı olmamak

gerçekliği, doğruluğu bulunmamak.

aslı astarı olmamak ile benzer kelimeler

a. İçyüzü, gerçek şekli, aslı faslı.

gerçekliği, doğruluğu bulunmamak: Birtakım aslı faslı olmayan ağrılar yaratan sıtma mikrobu gibi sinsi bir yorgunluk vardı. -S. F. Abasıyanık.

Pek seyrek ve gevşek dokunmuş bez.

bir işin ayrıntılarına harcanılan para veya emek, elde edilen sonucun değerini aşmak.

İng. antiwear lining

İng. furnace lining

Fırın ve yunakların içine, ısı ve yenim dirençleri yüksek tuğlamsı gereçlerden örülmüş yalıtkan kat.

Köken: T.

Cinsiyet: Kız1. Bir şeyin kendisi. 2. Kerem ile öyküsünün kadın kahramanının adı.

gerçek olduğu anlaşılmak, gerçek olduğu ortaya çıkmak: Söylenenlerin aslı çıkarsa güç duruma düşecek.

'a', 's', 'l', 'ı', ' ', 'a', 's', 't', 'a', 'r', 'ı', ' ', 'o', 'l', 'm', 'a', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
aslı astarı olmamak kelimesinin tersten yazılışı ' kamamlo ıratsa ılsa' diziliminde gösterilir.

sıkıştırma kolu İng. handle Sıkıştırma milini çeviren kol.
portakalımsı sf. Portakalsı.
yoksullaştırmak (-i) Yoksul duruma getirmek, fakirleştirmek.
yoksullaştırma a. Yoksullaştırmak işi veya durumu.
yarım sol etmek sol yana biraz yönelmek: Doktorun elini tuttu, salladı. Sonra yarım sol etti, yan tarafta duran koltuğa oturdu. -M. Ş.