askıda bırakmak

askıda bırakmak

sonuca vardırmamak.

askıda bırakmak İng. delay

Tiyatro oyununda bir durumun çözümünü bile bile geciktirmek. Seyircinin ilgisini canlı tutmak için çözümü geriye atmak.

askıda bırakmak ile benzer kelimeler

İng. delay

Bekletme, bir durumun çözümünü bile bile uzatma, geciktirme. Seyircinin ilgisini uyanık tutmak için geriye atma.

bir iş bir engel dolayısıyla sonuca varamamak.

İng. suspended solids

Suda bulunan, yaklaşık bir mikron büyüklüğünde veya daha büyük olan küçük katı madde.

Boynuna sarılmak.

1) soğukkanlılığını yitirip davranışlarını denetleyememek; 2) şaşırıp ne yapacağını bilememek.

yiyecek vermeyerek karnını doyurmasına engel olmak.

gereğinde, bir konuya yeniden dönebilme imkânı bırakmak, kesip atmamak.

arandığında bulunabileceği, oturduğu yeri bildirmek: Kendisi, soracak olurlarsa Hayrettin Ağa'nın adresini vermesini söyledi. -M. Yesari.

'a', 's', 'k', 'ı', 'd', 'a', ' ', 'b', 'ı', 'r', 'a', 'k', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
askıda bırakmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamkarıb adıksa' diziliminde gösterilir.

taşa basdırmak Taşla kapatmak, üzerine taş yığmak.
sulandırabilmek (-i) Sulandırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
sızdırabilmek (-i) Sızdırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
sığdırabilmek (-i, -e) Sığdırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
sıbırdamak Koşmak.