askı

askı

a. 1. Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne: “Durumu hiç değilse bir süre kurtarmak için giysiyi bir askıya takıp duvardaki çiviye astım.” -A. Kutlu. 2. Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ. 3. Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması. 4. Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç. 5. Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener. 6. Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk: Üzüm askısı. Ayva askısı. 7. Yeni yapılan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş. 8. Gelinin odasına asılan süs. 9. Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat. 10. Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye. 11. İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı. 12. Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca vb. ödül.


askı Fr. Echarpe
askı Fr. Suspensoire
askı

Nişan: iki gün sonra askımız var siz de buyurun.


askı

1. Gümüş bir parça üzerine sıralanıp başa takılan ziynet eşyası. 2. Oğlaklara asılan yapraklı dal. 3. Üzüm, ayva, nar, mısır gibi yiyeceklerin iplere dizilerek tavana asılmış durumu. 4. İpek böceğinin koza sarması için konan çalı çırpı. 5. Çeyizi gelin odasına, gösterme amacıyla asma. 6. Düğünlerde, geline, akraba ve yakınları tarafından takılan hediyeler. 7. Avize. 8. Yeni yapılan evlerin üzerine ustalara armağan olarak asılan şey. 9. Halk şairlerinin çözmesi için kahve duvarlarına asılan bilmece. 10. Küpeleri düşmemek için birbirine bağlıyan iplik.


askı

Kahvecilerin kahve taşıma tepsisi.


askı İng. rack
askı İng. hanging iron

Her iki ucundan palangalar yoluyla yukarı çekilip aşağı indirilebilen ve üzerlerine pano ya da ışıldak asmaya yarayan demir boru ya da çubuk.


askı İng. strap

Ayakta çalınabilmesi için gitara takılarak omuzdan aşırılan kuşak.


askı İng. rack

Yunak ya da sıvı ortamlı fırınlarda, işleme sokulacak çeşitli parçaların asıldığı araç.


askı Fr. cabane

(ipek böceği) (tarım)


askı İng. suspension

Tekerlekleri gövdeye bağlayan, yaylanmaya olanak veren düzenek.


askı İng. cut-out hanger, editing rack, rack (for editing), cuts rack

Sinema Kurgu odasında, üzerine film parçalarının asıldığı sıra çengeller.

Halk edebiyatı terimi) Saz şâirleri arasında yapılan deyiş yarışında üstün gelene verilmek üzere duvara asılan tabanca, kumaş gibi ödül.


askı

Saz ozanları arasında yapılan yarışmada, üstün, gelene verilmek üzere duvara asılan tabanca, kumaş vb. ödüller.

I) Kahvehanelerde kahve, çay, gazoz ve benzerlerini dağıtmakta kullanılan, üst kısmındaki halkadan tutularak taşınan, tepsi. (*Yalvaç, *Senirkent -Isparta)

II) Üzerine lamba konan tahta lambalık. (Ballık, İnönü -Eskişehir)

III) 1. Yayın, kiraz ya da ardıçtan yapılan esnek kısmı. (*Yalvaç -Isparta) 2. Hallaçtaki esnek, eğri çubuk. (*Bor -Niğde) 3. S harfi biçimindeki demir elbise asacağı. (Kandilli *Bozüyük -Bilecik)


askı

İpek kozası.


Askı Osm. Rubati muallik

askı ile benzer kelimeler

altın askı

Külliyat.

askı altını

Kadın feslerinin ortasına iğnelenen altın.

askı düleği

Sarı renkli, üzerinde kara çizgiler bulunan bir çeşit kavun.

askı günü

Düğünün, geline askı asılan ikinci günü.

askı halatı

İng. line

Sahne yukarısındaki palangalar yoluyla sarkıtılıp çekilebilen, genellikle çelikten yapılmış halat.

askı indirme

Saz ozanları arasında yapılan yarışmada; üstün çıkıp askıyı kazanma.

askı indirmek

(Halk edebiyatı terimi) Saz şâirleri arasında yapılan yarışmada üstün çıkıp askıyı kazanmak.

askı kıskısı

İng. bump stop

Tümseklerde askının çok yukarı kalkmasıyla tekerleğin gövdeye değmesini önlemek için askının sıkışmasını sınırlayan lastik parça.


"askı" karakter analizi

  • askı, 4 karakter ile yazılır.
  • a harfi ile başlar, ı harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'a', 's', 'k', 'ı', şeklindedir.
  • askı kelimesinin tersten yazılışı ' ıksa' diziliminde gösterilir.

(a,k,s,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

sarınabilmek

(-e) Sarınma imkânı veya olasılığı bulunmak.

saat farkı

a. Dünya'nın dönüşünden ve meridyen farklılığından oluşan zaman aralığı.


Osm.
oluk sayısı
İng. channel indication (number)

TV. Her kuşaktaki olukları ayrı ayrı belirten, oluk seçiciye yazı

mıknatıslanma

a. Mıknatıslanmak işi.


İng. magnetization

Bir özdeğin mıknatıslık ö

Kösebucağı

Ordu ili, Fatsa ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

askı - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
a1
s2
k1
ı2
Toplam puan değeri6