anlama

anlama

a. 1. Anlamak işi, vukuf: “Lavabonun aynasında yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum.” -A. Ümit. 2. fel. Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme.


anlama İng. understanding

1. (Genel olarak) Bir şeyi yalnızca dıştan değil, kendi içinden kavrama; bir şeyin özünü, bir bağlam bütünü olarak anlamını tanıma. 2. Bir olay ya da önermenin daha önce bilinen bir yasanın ya da formülün sonucu olduğunu görme. 3. Anlaşılan bir şeyin başka türlü olamıyacağını görme. 4. (Dilthey'de) Başkalarının ya da başka çağların yaşantılarını, ruh durumlarını, edimlerini onlarla birlikte duyma ve sonradan yineleyerek benimseme. // Doğa bilimlerinin açıklama yönteminin karşısına Dilthey, tinsel bilimlerin anlama yöntemini koymuştur". Dilthey'e göre tinsel bilimler yaşantılarla ilgilidir, yaşantılar da ancak anlama ile aydınlatılabilir.


anlama İng. understanding

1. Canlının herhangi bir nesnenin bilincine varmasını ya da onunla ilgili bilgileri edinmesini sağlayan süreç. 2. Olay ve varlıkların anlamını kavrayabilme.


anlama İng. understanding

Bir kavramın öğelerini birleştirerek anlamlı bir bütün oluşturma ya da bir simge, söz ya da anlatımın anlamını kavrama.


anlama ile benzer kelimeler

anlama ruhbilimi

İng. understanding psychology

Ruhsal süreçlerin betimleme yoluyla değil, sezgisel biçimde anlaşılması gerektiğini savunan Alman ruhbilim akımı.

yanlış anlama

İng. misunderstanding

Bir soru ya da sınarda yanıtlayıcının kişisel deneyim, bilgi ve ilgi alanı dışında kalan, özel anlamlı, uygun bağlam ve biçimde kullanılmayan sözcük, terim, deyim ve anlatımların beklenenden değişik anlaşılması.


"anlama" karakter analizi

  • anlama, 6 karakter ile yazılır.
  • a harfi ile başlar, a harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'a', 'n', 'l', 'a', 'm', 'a', şeklindedir.
  • anlama kelimesinin tersten yazılışı ' amalna' diziliminde gösterilir.

(a,l,m,n) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

tınmaz melaike

a. Kendi hâlinde, sessiz kimse.

sarınabilmek

(-e) Sarınma imkânı veya olasılığı bulunmak.

negatif film
İng. negative film

Sinema Negatif-pozitif işleminde alıcıda kullanılan ve işlemelikte işlendiğinde

mıknatıslanma

a. Mıknatıslanmak işi.


İng. magnetization

Bir özdeğin mıknatıslık ö

cermankalemi

Kapı ve pencerelere menteşe takmaya yarayan üç dişli bir demir araç. (*Aksaray -Niğde)

anlama - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
a1
n1
l1
a1
m2
a1
Toplam puan değeri7