adres

adres Fr. adresse

a. 1. Bir kimsenin oturduğu yer, bulunak: “Mektuplar gelir adreslerine / Şenyuva apartmanı bodrum katı” -O. V. Kanık. 2. Kurum veya kuruluşun bulunduğu yer. 3. mec. Bir kimsenin sık olarak gittiği yer. 4. mec. Hedef gösterilen yer: “Mühim hadiselerin yanı sıra, acil durumların da şaşmaz adresiydi Celâl.” -E. Şafak.

< Fr. adresse) adres

adres İng. address

Birincil ya da ikincil bellekte, bir verinin bulunduğu yeri ve bu yere nasıl erişilebileceğini tanımlayan veri. Genellikle, Özdeş türden öğelerden oluşan bir küme içerisinde belli bir öğeyi seçme olanağı sağlayan veri. Erişki sözcüğü de kullanılabilir.

---

adres ile benzer kelimeler

adres ailesi İng. address family

adres ayırıcı İng. address separator

adres bırakmak (veya göstermek veya vermek) arandığında bulunabileceği, oturduğu yeri bildirmek: “Kendisi, soracak olurlarsa Hayrettin Ağa'nın adresini vermesini söyledi.” -M. Yesari.

adres çevirme bk. adres çözünümü

adres çözünümü İng. address resolution

adres çözünümü iletişim kuralı İng. address resolution protocol (ARP) (AÇK)

adres defteri a. Adreslerin kaydedildiği defter, adres rehberi. İng. address book

adres değişikliği bildirimi İng. changement of address declaration Bilinen iş ya da oturum yerlerini değiştiren yükümlülerin, yeni iş ya da oturum yerlerini vergi dairesine duyurmaları zorunluluğu nedeniyle yapacakları bildirim.

---