zaman saklanması
Sarkaçlı saatler, kuvars ya da atom saatleri yardımıyla gözlemlerinden belirlenen zamanın sürdürülmesi.
zaman saklanması ile benzer kelimeler
ilerü zaman, (ileri zaman, ilerüki zaman)Eski zaman, geçmiş zaman. |
ilaçların depolanma ve saklanmasıİng. drug storageİlaç etken maddeleri veya müstahzarların, ısı, ışık ve nem gibi dış etkenlerden korunması amacıyla, karanlık yerlerde, ağzı kapalı koyu renkli kaplarda, uygun sıcaklıklarda muhafaza edilmesi işlemi. |
gel zaman git zamanaradan oldukça uzun bir zaman geçtikten sonra anlamında kullanılan bir söz: Gel zaman git zaman bu kadının bir kızı olmuş. -E. Şafak. |
öğrenilen geçmiş zaman ~ duyulan geçmiş zamanAzerbaycan Türkçesi: şühudikeçmiş zaman; Türkmen Türkçesi: beyaan etme öten zamaanı; Gagauz Türkçesi: bellisiz geçmiş zaman; Özbek Türkçesi: otgan zamón eşitilganlik şakli; Uygur Türkçesi: *aňlatma ötkän zaman ~ vasitilik bayan mayii diki ötkän zaman; Tatar Türkçesi: bilg... |
zaman zamanzf. Ara sıra: Kendisini tutan bu nöbetten kurtulmaya çalıştı. -S. Kocagöz. |
aç aman bilmez, çocuk zaman bilmezaç hiçbir mazeretle susturulamaz, çocuk da istediği şeyi hemen elde etmek ister anlamında kullanılan bir söz. |
açık zamana. tek. Tutkalın yüzeye sürülmesi ile malzemelerin sıkıştırılması arasında geçen süre. |
ahir zamana. 1. Son zaman. 2. din b. Dünyanın son günleri, kıyametin kopmak üzere bulunduğu günler veya yıllar. |
"zaman saklanması" karakter analizi
- zaman saklanması, 16 karakter ile yazılır.
- z harfi ile başlar, ı harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 'z', 'a', 'm', 'a', 'n', ' ', 's', 'a', 'k', 'l', 'a', 'n', 'm', 'a', 's', 'ı', şeklindedir.
- zaman saklanması kelimesinin tersten yazılışı ' ısamnalkas namaz' diziliminde gösterilir.
(a,k,l,m,n,s,z,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
uyuşuksuzlanımFr. Dégourdissement |
nizamsızlık, -ğıa. 1. Nizamsız olma durumu, düzensizlik, tertipsizlik: Ben hem müfrit hem mutedil olmak isterim, azami bir ta |
insicamsızlık, -ğıa. İnsicamsız olma durumu. |
haksız kullanmaİng. abused patentsMarkayı ya da belgeyi haksız bir nedenle kullanma (çalma, elatma, benzetme gibi). |
angajmansızlık, -ğıa. Bağlantısızlık: Gençlik, onun çok yanlılığını, angajmansızlığını, iç inzivasını hiç tutmazdı. -H. Tan |