zam

zam, -mmı Ar. øamm

a. Bir şeyin fiyatını artırma, bindirim: Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek. -F. R. Atay.

zam

Kuytu yerlerde biriken kar.

zam

< Ar. zamm: zam

zam

Hayvanları yemliğe bağlamakta kullanılan bağın ucundaki bükülmüş ağaç; bk. ayrıca gab

zam

Zam, artırma

zam İng. price increasing, price increase

Mal, hizmet ve üretim faktörü fiyatının artırılması.

zam ile benzer kelimeler

fiyatı artmak.

1) fiyatı artmak: Ekmek iki ayda üç defa zam gördü. 2) ücreti artmak.

a. Çeşitli tüketim mallarına veya ücretlere toplu olarak yapılan zam.

söz konusu fiyatı artırmak.

tınmaz melaike a. Kendi hâlinde, sessiz kimse.
zorlanım İng. compulsion Kişinin eğilim ve isteğine uymayan iş ve davranışlarına zorlanması ya da bu özellikteki da
zıngırdamak (nsz) Zangırdamak. zıñgırdamak Sarsılmak, titremek, yerinden oynamak
zıngırdama a. Zıngırdamak işi veya durumu. Konuk gezme, dolaşma.
zıbıtmak Dövmek. Azarlamak. 1. Atmak. 2. Yalan atmak.