yüksek

yüksek, -ği

a. 1. Yukarıda, üst tarafta olan yer: “Yüksekten avluya açılmış iki pencereden aydınlık alıyordu.” -M. Ş. Esendal. 2. sf. Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan, alçak karşıtı: “Mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı.” -Ö. Seyfettin. 3. sf. Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan. 4. sf. Güçlü, şiddetli: Yüksek basınç. Yüksek gerilim. 5. sf. Etkili: “Gönlünün matemiyle mağrur olan kimseye / Cihanın acep hangi sevinci yüksek gelir?” -E. B. Koryürek. 6. sf. Derece veya makamı bakımından üstün: Yüksek kurul. 7. sf. Normal değerlerin üstünde olan: “Türk milletinin karakteri yüksektir.” -Atatürk. 8. sf. mec. Erdemli, faziletli: “Vatana gözyaşı döktünse eğer / Varlığın bu yüksek gururu anlar” -E. B. Koryürek. 9. sf. mec. Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan: Yüksek sosyete.


yüksek İng. high
yüksek Fr. haut

Bir dilin, yayılış alanı içinde denizden en uzak yerlerdeki şekline sıfat olur.


Yüksek

Diyarbakır ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


yüksek ile benzer kelimeler

aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz

“eksik aletle sağlıklı iş yapılmaz” anlamında kullanılan bir söz.

alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır

“insan kendi durumuna göre bir yaşam tarzı benimsemeli, arkadaşlarını da ona göre seçmelidir” anlamında kullanılan bir söz.

aşın yüksek sıklık

İng. ultrahigh frequency

Telsizle iletişimde yararlanılan 300'den 3000 MHz'e dek varan sıklıktaki akımmıknatıssal dalgalar.

Atlantik müttefik yüksek komutanı

İng.Supreme Allied Commander Atlantic Fr.commandement suprême allié de l'Atlantique

besin değeri yüksek yem

İng. high nutritive value feed

Rasyonlarda yer alan mısır, arpa gibi yüksek enerjili, balık unu, küspe gibi yüksek proteinli veya yüksek sindirilebilebilir besin maddeleri.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği

İng.UN High Commissioner for Refugees Alm.Hoher Flüchtlingskommissar der Vereinten Nationen Fr.Haut Commissariat pour les Refugies

çok yüksek basınçlı cıva buharlı lamba

İng. extra high pressure mercury (vapour) lamp

Lamba yandığında, içindeki cıva buharı çok yüksek basınçlara çıkan (10 atmosfer ve daha çok) cıva buharlı lamba.

çok yüksek dayançlı çelik

İng. ultra high strenght steel

Uçakların gövdelerinde kullanılan, yüksek sertleşebilirlikli ve son çekme dayancı 200.000 Ib/in² üstünde olan alaşım çeliği.


"yüksek" karakter analizi

  • yüksek, 6 karakter ile yazılır.
  • y harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'y', 'ü', 'k', 's', 'e', 'k', şeklindedir.
  • yüksek kelimesinin tersten yazılışı ' kesküy' diziliminde gösterilir.

(e,k,s,y,ü) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yüzgeç kaidesi
İng. fin base

Bir yüzgecin vücuttan çıktığı bölgesi.

yakınsak süzgeç
İng. convergent filter

Bir ilingesel uzayda erey noktası var olan süzgeç.

Mürselköy

Bursa ili, Mudanya ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.


Kahramanmaraş ili, Göksun i

inanç öyküncesi
İng. belief fabulate

İnançların oluşturduğu bir halk anlatısı, bk. öykünce.

balık sütliyeni

Tohumu suya atıldığı zaman balıkları ser-semleştirerek suyun yüzüne çıkmalarını temin eden, sarı çiçekli ve sapları sütlü bir b

yüksek - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
y3
ü3
k1
s2
e1
k1
Toplam puan değeri11