yüksek kıyı

yüksek kıyı İng. high coast

Denize koşut uzanan ya da dikey olarak inen dağlarla, kıyıda son bulan yaylalar önünde yayılan kıyı.

yüksek kıyı ile benzer kelimeler

Osm. terâkümât-ı sâhiliye

(coğrafya)

İng. mediterranean coast fever

Arakonakçı kenelerle bulaşan ve ülkemiz sığırlarında çok rastlanan öldürücü hastalık; Mısır humması.

Lat. Theileria annulata

Sporlular sınıfından olup, sığır, manda ve zebu kanında yaşayan alyuvar asalağı.

İng. low coast

Yükseltisi ve eğimi az yüzeylerin denize ulaştığı alanlarda, geniş kumsallar önünde uzanan kıyı.

İng. bottom margin

İng. cala coast

Geniş yüzü boyunca denize yaslanmış kireçtaşlı kıyılarda görülen yuvarlak, söbe biçimli, küçük, ancak derince koylar dizisi.

İng. shoreline of submergence

Türlü nedenlerle deniz altında kalmış kıyı türü.

İng. longitudinal coast

Kıyı boyunca uzanan dağ sıraları önünde yayılan ve yerine göre türlü biçimler taşıyan anakıyı türü. bk. enine kıyı.

'y', 'ü', 'k', 's', 'e', 'k', ' ', 'k', 'ı', 'y', 'ı', şeklindedir.
yüksek kıyı kelimesinin tersten yazılışı ' ıyık kesküy' diziliminde gösterilir.

yakınsak süzgeç İng. convergent filter Bir ilingesel uzayda erey noktası var olan süzgeç.
balık sütliyeni Tohumu suya atıldığı zaman balıkları ser-semleştirerek suyun yüzüne çıkmalarını temin eden, sarı çiçekli ve sapları sütlü bir b
yüzey sıcaklığı İng. surface temperature Bir gökcisminin dış yüzü üzerinde ölçülen ya da yüzeyi için geçerli sıcaklık.
Yüzer sandık Osm. Sabih sandık
yüzdelik sırası İng. percentile rank Belli bir sıraya uygun düşen puana eşit ya da o puandan daha aşağıda bulunmak üzere b