yerli yerinde

yerli yerinde

zf. 1. Eskiden olduğu yerde. 2. Uygun, yakışır bir biçimde, gerektiği gibi.


yerli yerinde ile benzer kelimeler

yerli yerinde olmak

1) eskiden olduğu yerde bulunmak: “... birçok yalılar ve köşklerse ... şimdi sazları ve sözleri susmuş olmakla beraber yine yerli yerindeydi.” -A. Ş. Hisar. 2) uygun, yakışır olmak.

Alman yerli Merinosu

İng. Merinolandschaf

18. yüzyılda güney Alman Merinosuyla, Fransa ve İspanya Merinoslarının melezlenmesiyle geliştirilmiş, günümüzde Almanya’da en yaygın olarak bulunan, iri yapılı, başın üst kısmında bir tutam yapağı bulunan, boynuz bulunmayan, geniş dışa ...

baba yerli

sf. top. b. Baba yerliliğe ilişkin olan, liğe dayanan.

Filipin yerli domuzu

İng. Philippine Native Pork

Ya siyah renkte veya yalnızca karın kısmı beyaz, vücudun geri kalan kısmı siyah olan iki varyetesi bulunan; Ilocos ve Jalajala. Berkjala, Diani, Kaman, Koronadel ve Libton ırkları ...

Litvanya yerli domuzu

İng. Lithuanian Native Pork

Farklı renklerde bulunan, beyaz, siyah ancak çoğunlukla çok renkli olan, orta vücut uzunluğuna ve güçlü konstitüsyona sahip, yem ve ahır koşullarından kaynaklanan sorunlara karşı dayanıklı, Litvanya’nın yerli domuz ırkı.

oturum yerli ödek

İng. addressed bill

Ödegin üçüncü kişinin oturum yerinde ödenmesi koşulu konulduğunda üçüncü kişinin oturma yeri ile ilgilisi oturum yerinin aynı kentte olması.

yerli

sf. 1. Taşınamayan, başka yere götürülemeyen: Yerli dolap. Yerli sedir. 2. Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan: “Yerli halıları gördüm, koyu sıcak kırmızılarla diri maviler ağır basıyordu.” -B. R. Eyuboğlu. 3. Belli bir ...

yerli asma

bk. asma.


"yerli yerinde" karakter analizi

  • yerli yerinde, 13 karakter ile yazılır.
  • y harfi ile başlar, e harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'y', 'e', 'r', 'l', 'i', ' ', 'y', 'e', 'r', 'i', 'n', 'd', 'e', şeklindedir.
  • yerli yerinde kelimesinin tersten yazılışı ' ednirey ilrey' diziliminde gösterilir.

(d,e,i,l,n,r,y) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yüzlendirmek

Düzeltmek.

yüreklendirmek

(-i) Birine yüreklilik, cesaret vermek.


Cesaret vermek, cesaretlendirmek.

yüreklendirme

a. Yüreklendirmek işi.


İng. encouragement

Bir gözlem sürecinde kend

yükümlendirmek

(-i) Yükümlülük altına almak.

yükümlendirme

a. Yükümlendirmek işi.

yerli yerinde - Scrabble puan değerleri

HarfPuan
y3
e1
r1
l1
i1
y3
e1
r1
i1
n1
d3
e1
Toplam puan değeri18