yerinden oynama

yerinden oynama İng. dislocation

Katmanların, içgüçlerin etkisiyle asal durumlarını yitirmesi.

yerinden oynama Fr. dislocation

dislokasyon, yersizme (jeoloji)

yerinden oynama İng. dislocation

Kayaçların, bir kırık ya da kırık boyunca yerinden oynaması.

yerinden oynama ile benzer kelimeler

a. Oynamak işi: Dışarıda, çocuklar birdirbir ya dalmışlardı. -A. İlhan.

Küçük çocuklarda olan havale hastalığı.

Oyun,

İng. acting, playing

Oynanmak ü...

İng. certified (registered) player

Ayaktopu Birliğince kendisine ayaktopu oynama belgesi verilmiş olan oyuncu.

İng. certificate, license

Bir oyuncunun resmî yarışmalara katılabilmesi için Ayaktopu Birliğince kendisine verilen izin belgesi.

Osm. lisans

Bir güreşçinin resmî karşılaşmalara katılabilmesi için Güreş Birli...

İng. tolerance

Dizi üretimle yapılan birçok parçanın birbirine uyabilmesi için bir boyut üzerine konan yanılgı sınırı.

İng. tolerance

mekanik: İşlenmiş bir parçanın, yapım ölçüsünde olabilir özür payı.

ağırbaşlı insan kimsenin oyuncağı olmaz, onu yıpratmaya kimsenin gücü yetmez anlamında kullanılan bir söz.

her iş en çürük yerinden patlak verir anlamında kullanılan bir söz.

yüreği yerinden oynamak: En hafif bir hareketi kalbimizi yerinden oynatmaya yeterdi. -A. Ş. Hisar.

çok hızlı gitmek: Affedersiniz, beni burada görürse kızar diye ok gibi fırladı. -B. Felek.

'y', 'e', 'r', 'i', 'n', 'd', 'e', 'n', ' ', 'o', 'y', 'n', 'a', 'm', 'a', şeklindedir.
yerinden oynama kelimesinin tersten yazılışı ' amanyo nednirey' diziliminde gösterilir.

yoldan çevirmek gideni durdurmak, gitmesine engel olmak.
yerinde olmak 1) uygun olmak; 2) tamam olmak, iyi durumda bulunmak. Kararınca, ne az ne çok, yeteri kadar, mikt
yeri soğumadan ayrılan bir kimsenin ardından çok zaman geçmeden.
tiyatro dönemi İng. theatre season Tiyatro çalışmalarının başlangıcı olan eylül ile bitimi olan haziran ayları arasındaki
siyanoderma İng. cyanoderma Derinin mavi renk alması.