yemek salonu

yemek salonu

a. Yemek odası: Apartman kapısından içeriye girince küçük bir yemek salonu göze çarpıyordu. -S. F. Abasıyanık.

yemek salonu ile benzer kelimeler

karın doyurmak: Yemek yerken içtiğim iki şişe su, bir ter seli hâlinde ensemden boynuma doğru akıyordu. -E. Bener.

İng. reserved book reading room

Büyük üniversitelerde yalnız ayrılmış kitaptan yararlanmak için kullanılan okuma salonu.

a. Büyük berber dükkânı.

İng. presetting hall (studio)

TV. Düzlükte bezemin kuruluşunda vakit kazanmak amacıyla bezem parçalarının önceden çatıldığı yer.

a. Bilardo oyununun oynatıldığı yer.

İng. session room

Borsada alım ve satım işlemlerinin yapıldığı yer.

İng. gymnasium

İçinde cimnastik yapılan ve türlü alıştırmalara yarayan araçlarla donatılmış kapalı yapı.

İng. study hall

Öğrencilerin, bir ya da birkaç öğretmenin gözetimi altında ders çalıştığı yer.

'y', 'e', 'm', 'e', 'k', ' ', 's', 'a', 'l', 'o', 'n', 'u', şeklindedir.
yemek salonu kelimesinin tersten yazılışı ' unolas kemey' diziliminde gösterilir.

soyunabilmek (nsz, -e) Soyunma imkânı veya olasılığı bulunmak.
soluman öykece Fr. Broncho-pneumonie, pneumonie lobulaire, pneumonie catarrhale
Moseley kanunu İng. Moseley's law Elementlerin atom numarası ile çizgi frekansının karekökü arasında doğrusal bir ilişki
Çubukluosmaniye Kocaeli ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.