yedek

yedek, -ği

a. 1. Yularından çekilerek götürülen boş binek hayvanı. 2. Hayvanı yedeğe alan ip, yular. 3. sf. Bir şeyin gereğinde kullanılmak için elde bulundurulan, asıl karşıtı. 4. sf. Gereğinde kullanılmak için fazladan bulundurulan, ayrılmış olan: “Demir çekme kapının yedek anahtarını ona armağan edip usulca cebine soktu.” -L. Tekin. 5. ed. Redif.

yedek

1. Kahve ocağında, su kaynatılan musluklu teneke. 2. Cezve. 3. Küçük kazan. 4. Testi. 5. ibrik. 6. Yağ kabı. 7. Gazyağı kabı. 8. Bakır çaydanlık. 9. Güğüm. 10. Büyük çay demliği 11. Su konan kap, kova. 12. Küçük sepet,

yedek

Kağnılarda boyunduruğu oka bağlayan ağaç çivi.

yedek

Arabayı çeken çatal ağaç.

yedek

Elle çekilip götürülen hayvan.

yedek

İp, kayış, zincirden yapılan yular, yuların elle tutulan bölümü.

yedek

Koyunlara takılan iri çan.

yedek

Madensel bilezik.

yedek

Ekmekçilerin, odun çatmak için kullandıkları demir uçlu kürek.

yedek

1. Kahve ocaklarında kullanılan kapaklı, kısa kulplu bakır kap. 2. Çinko ibrik.

yedek

bk. bekleme

yedek

bk. diğer

yedek İng. backup
yedek İng. substitute
yedek İng. understudy

Asal oyuncu yanı sıra, aynı rolü çalışan yedek oyuncu

yedek

kaim şey (bk. yedek nesne, yerine geçen nesne).

yedek İng. reserve

Gerektiğinde bir nesnenin yerine konulmak ya da aşınmış ve işe yaramaz hale gelmiş olanı ile değiştirilmek üzere ayrılan o nesnenin tıpkısı.

yedek Osm. Ziyade

Bazı koşuklarda dizelerin sonuna ulanan nazımlı ve kısa parçalara halk edebiyatında yedek, divan edebiyatında ziyade denir. “Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz Baş üzre yerin var.” Burada ikinci dize yedektir.

yedek Alm. Dubleur

Asıl oyuncunun yerine çıkan oyuncu.

yedek Osm. ihtiyat

Yarışa katılamayan yarışçının yerini alacak olan koşucu.

yedek Osm. redif

Koşuklarda uyaktan sonra yinelenen aynı anlamdaki sözcük, ek ya da takı.

I) 1. Küçükbaş hayvanların boyunlarına takılan orta büyüklükteki çan. (Gedikli *Şarkikaraağaç -Isparta; Saçıkara *İslahiye -Gaziantep; İlhan *Ayaş, Adalıkuzu *Güdül -Ankara.; Kızılca *Bor -Niğde) 2. Kısır koyunlara takılan çan. (Hacılar *Güdül -Ankara)

II) 1. İbrik. (İnköy -Kütahya) 2. Cezve. (Paşacıoğlu -Uşak; Yoncalı -Kütahya) 3. Küçük cezve. (Ulucak *Eşme -Uşak) 4. Kahvelerde içinde su kaynatılan musluklu teneke depo. (*Senirkent -Isparta; Kümbet -Eskişehir)

III) Yük çekme sırasında arabanın arkasına takılan ikinci araba. (Muratdere *Bozüyük -Bilecik)

IV) İçine eşya konan çanta ya da torba. (Bozalan *Bozüyük -Bilecik)

yedek

Yedekte görülen at.

---

yedek ile benzer kelimeler

boş yedek İng. blank backup

ekspirasyon yedek hacmi İng. expiratory reserve volume, ERV Soluk verme yedek hacmi.

geçerli yedek İng. current fund Kısa bir süre içinde akçeye çevrilmesi olanaklı değerler.

gizli yedek akçe İng. secret reserve 1. Yaygın ortaklıklarda yararlı sonuçlar sağlayabilmek amacıyla eldekilerin geçerli değerlerinden daha düşük değerlerle dengeleme alınması. 2. Yasasına göre sayışımlarda gizlenilmesi sakıncalı olmayan ve sorumluluğu gerektirmeyen yedek a...

inspirasyon yedek hacmi İng. inspiratory reserve volume Soluk alma yedek hacmi.

kanuni yedek akçe İng. legal reserve Ülkelerin ticaret yasalarınca belirlenen, anonim şirketlerin kârlarının belirli bir yüzdesi olarak ayırmak zorunda oldukları fon.

soluk alma yedek hacmi İng. inspiratory reserve volume Dinlenme durumunda normal bir soluk almadan sonra, zorlu bir soluk almayla alınan hava hacmi, IRV, inspirasyon yedek hacmi, inspirasyon rezerv hacmi.

soluk verme yedek hacmi İng. expiratory reserve volume, ERV Normal bir nefes vermeden sonra yapılan en zorlu nefes vermeyle akciğerlerden çıkarılan hava hacmi, ERV, ekspirasyon yedek hacmi.

---