yayım

yayım

a. 1. Yayma işi. 2. Kitap, gazete vb. okunacak şeylerin basılıp dağıtılması, neşir: “Kitap ve gazete yayımı işi bizim can davamızdır.” -R. N. Güntekin. 3. Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, seyirciye ulaştırılması, neşir.

yayım Fr. Extension
yayım

1. Erişte ve makarna kesmek için yoğrulup açılan hamur parçalarından her biri. 2. Ev makarnası, erişte.

yayım

Takım, bölüm, parça

yayım

Otlak.

yayım

Otlatma, yayma.

yayım İng. Emission

Maddenin ışıyan erke vermesi olayı.

yayım İng. release
yayım İng. emission
yayım

bk. salım.

yayım

neşir. ~ söyleşmesi: neşir mukavelesi.

yayım İng. publication

Bulgunun çeşitli araçlarla duyurulması.

yayım İng. emission

Erkenin bir kaynaktan dışarıya verilmesi. (Bu terim daha çok ışınım erkesi için kullanılmaktadır.)

yayım İng. emission

aydınlatma: Özdeğin, ışıyan erke vermesi olayı.

yayım İng. publication

Kitap, gazete, dergi gibi okunacak şeylerin basılıp dağıtımı ya da radyo ile dinlenecek şeylerin yayılması.

---

yayım ile benzer kelimeler

bir yayım Biraz, bir parça (yoğurt hakkında).

bozuk yayım İng. disturbance of work Bir yapıtın düzeninin bozulması ve böylece yayımlanması.

bölümlü yayım İng. partition of work Yapıtın parçalara bölünmesi, parçalar biçiminde yayımı.

dokuncalı yayım İng. harmful publication, seditious publication Kamu için dokuncalı görülen sonuçlar verecek nitelikteki yayım.

eleştirmeli yayım Osm. tenkidi neşir, tenkitli neşir, tenkitli basım Yapıtların değişik yazmalarını karşılaştırarak -aralarındaki ayrımları belirterek- elde edilen metinin basımı.

geçerli yayım İng. current release

güncel yayım bk. geçerli yayım

ikincil yayım İng. secondary emission TV. Elektrikuçlarının, öbür elektronlar çarpınca elektron yayma özelliği. (Çarpan elektronlara birincil, daha çok sayıda yayılan elektronlara ikincil elektronlar denir).

---