yara

yara

a. 1. Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik: “Yaranı tımar ettiler mi?” -N. Hikmet. 2. Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık: Geminin omurgasındaki yara. 3. mec. Dert, üzüntü, acı: Bu yarayı deşmeyin.

yara Fr. Blessure
yara Fr. Plaie
yara

İlik.

yara

Yara. || yara vermek: yara açmak

yara İng. wound

Yumuşak dokuları oluşturan ögelerin kesici, yaralayıcı veya bunlara benzer araç veya gereçlerle birbirinden ayrılması. Ateşli silah yarası, ısırık yarası, septik ve aseptik yara gibi değişik yara tipleri vardır.

yara

Düğme deliği. (*Güdül -Ankara)

---

yara ile benzer kelimeler

açık yara a. Kapanmamış yara.

ağır yara a. 1. Bedendeki derin ve ciddi yara. 2. mec. Bir olay sonunda varılan olumsuz durum.

ağır yara almak 1) kavgada veya savaşta önemli ölçüde zarar görmek; 2) bir olayda beklenmeyen sıkıntılı ve olumsuz bir duruma düşmek.

bağasal yara Fr. Argéma ou Argémone

bütün yara Düğme iliği.

diplenik yara Fr. Hypophore

eldeki yara, yarasıza duvar deliği “bir kimsenin acı ve sıkıntısı başkasına dert gibi görünmez” anlamında kullanılan bir söz.

eme yara Güç belâ, zorlukla, bin zahmet ve emekle.

---