yapma

yapma

a. 1. Yapmak işi: “Ham ağaçları evcile çeviririm, aşı yapmayı bilirim, budamayı bilirim.” -N. Araz. 2. sf. Yapay: “Köşede bir piyano, piyanonun üstünde yapma çiçekler.” -N. Hikmet. 3. sf. Yapmacık: “Fakat fazla içliliği erkekliğe yakıştıramadığından kendini her zaman yapma bir sertliğin arkasına gizlerdi.” -H. Taner.

yapma

Tezek.

yapma

Bulgurla yapılmış, yuvarlak ve yassı köfte.

yapma

Sır, gizem.

yapma

Elle biçim verilen tezek.

yapma

Tezek, kerme (Çayağzı)

yapma

bk. yapay.

---

yapma ile benzer kelimeler

yapma (veya yapma yahu) şaşılacak durumlarda “öyle mi, doğru mu, gerçek mi?” gibi anlamlar bildiren bir söz: Onca yolu iki saatte almışlar. -Yapma!

alan başı yapma İng. field flyback TV. Tarama demetinin, bir alanın satırlarını bitirdikten sonra ikinci alanın başına dönmesi.

alın kaynağı yapma İng. butt welding Yüzeyden yapılan bir tür kaynak yapma işlemi.

aralıklı dikiş kaynağı yapma İng. stitch welding Aralıklı bir yöntemle, bir tür dikiş kaynağı yapma işlemi.

ark kaynağı yapma İng. arc welding Bir arkın yüksek ısısından yararlanılarak yapılan kaynak işlemi.

asal gazla ark kaynağı yapma İng. inert gas arc welding Asal gaz altında korunarak yapılan kaynak işlemi.

atomsal hidrojenle kaynak yapma İng. atomic hydrogen welding Atomsal hidrojen altında korunarak, bir tür ark kaynağı yapma işlemi.

basınç kaynağı yapma İng. pressure welding Parçalara çok yüksek basınç uygulama temeline dayanan bir tür soğuk kaynak yapma yöntemi.

---