yalama

yalama

a. 1. Yalamak işi. 2. sf. Üzeri düzleşmiş, dişleri aşınmış olan (vida, cıvata vb.). 3. sf. Fırça izleri belli etmeden yapılan (resim).

yalama Fr. perlèche
yalama

1. Dudakta çıkan yara, uçuk. 2. Dudakta kuruma, çatlama.

yalama

Aşınmış, bozulmuş; vida yatağı genişlemiş, tutmaz, iş görmez olmuş.

yalama

Çamın soyulup çıkarılan tabakası.

yalama

Atlarda, üst dudağa dek uzanan, alta inmeyen akıtma.

yalama

Kağnı arabalarında kolların dingile değen yeri.

yalama

Sözünde durmayan, iki yüzlü.

yalama

Güneş ya da mide bozukluğu nedeniyle dudaklarda oluşan kuruluk, çatlaklık.

yalama

Pürüzleri silinme, aşınma.

yalama

Sacda pişirilen üstü yağlı ekmek.

yalama

Çamın kalın kabuğunun altındaki ince katman.

yalama İng. wash-tint, wash drawing, tinted drawing

güzelsanatlar: Üzerine suluboya, sepya ya da sulandırılmış çini mürekkebi çekilmiş resim.

yalama

Güneşten veya hastalıktan dudakta beliren yara, dudak yarığı.

yâlama

Sac üstünde pişen ve yağlanarak yenilen ekmek.

---

yalama ile benzer kelimeler

akral yalama dermatitisi İng. acral lick dermatitis Yalama granülomu.

yalama dodah Dudak yarası uzun süren, geçmeyen kişi. Dudağı yaralı, pis kimse.

yalama dudak Dudak yarası uzun süren, geçmeyen kişi.

yalama granülomu İng. lick granuloma Özellikle iri cüsseli köpeklerde derinin yalanması ve çiğnenmesinden kaynaklanan kızarıklık, sıyrık ve ülserli hiperkeratotik plakların oluşumuyla belirgin psikojenik deri yangısı, akral kaşıntı nodülü, akral yalama dermatitisi, idiopati...

yalama hastalığı İng. licking disease Kobalt yetersizliğinde sığırlarda görülen bir çeşit pika.

yalama olmak aşınmak. Aygıt, eskiyip yıpranmak, vida genişlemek, tutmaz olmak. Eskimek, yıpranmak, aşınmak.

yalama resim (Resim) Fırça izlerini belli etmeden yapılan resim.

yalama taşı Alm. Leckstein Mineral ve iz element içeren ve özellikle geviş getirenlerin yemliklerine konan pres hâline getirilmiş yem katkı maddesi.

---