yakayı ele vermek

yakayı ele vermek

kaçamayarak ele geçmek, yakalanmak: “Bu konuda hiç kimsenin yakayı ele vermeyeceğine şimdiden kalıbımı basarım.” -B. R. Eyuboğlu.


yakayı ele vermek ile benzer kelimeler

tanıklık vermek, (tanukluk vermek, tanuhluh vermek, danukluk vermek)

1. Şahitlik etmek, şahadette bulunmak. 2. Kanaât getirmek, hükmetmek. 3. "Kelime-i şahadet" getirmek.

êle êle

Öylelikle

ele getirmek, (ele getürmek)

Ele geçirmek, elde etmek, yakalamak, kazanmak.

yakayı dutmak

Bir tarafa çekilip gitmek.

yakayı (veya yakasını) kurtarmak (veya sıyırmak)

bir işten kurtulmak: “Pek sıkboğaz ederlerse bakalım bir sırasını düşürebilirsek yolunda bir yalanla yakamızı kurtarırız.” -R. N. Güntekin.

boğazı ele vermek

Yakalanmak, yakayı ele vermek.

dizginleri ele vermek

başkasının yönetimini kabullenmek: “O koşturmalar yakayı kaptırışın, dizginleri ele verişin açıklamaları gibi geliyordu ona.” -T. Buğra.

el ele vermek

1) el tutuşmak: “Haydi, ateş dansı yapalım deniyor, el ele verip bir halay çekiyoruz.” -A. Erhat. 2) mec. birlikte davranmak, bir konuda birleşmek: “Yoksa el ele verip hep beraber dünyayı mı uçuralım?” -N. F. Kısakürek.


"yakayı ele vermek" karakter analizi

  • yakayı ele vermek, 17 karakter ile yazılır.
  • y harfi ile başlar, k harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'y', 'a', 'k', 'a', 'y', 'ı', ' ', 'e', 'l', 'e', ' ', 'v', 'e', 'r', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
  • yakayı ele vermek kelimesinin tersten yazılışı ' kemrev ele ıyakay' diziliminde gösterilir.

(a,e,k,l,m,r,v,y,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

dağlayıvermek

(-i) (dağlayı'vermek) Çabucak dağlamak.

yuvarsı eklem
İng. ball joint

Birbirine bağlı iki parça arasındaki, her yönde devinime olanak veren yuvarlak eklem.

yuvarlayıvermek

(-i) (yuvarlayı'vermek) Ansızın veya çabucak yuvarlamak: “Misyonerin yanı başında duran sarı bavulun üstüne atılarak

yuvarlanıvermek

(-e) (yuvarlanı'vermek) Ansızın yuvarlanmak: “Daha az evvel hoplaya zıplaya doruklarında dolaştığı mutluluktan tepet

yoklayıvermek

(-i) (yoklayı'vermek) Ansızın veya çabucak yoklamak: “On kişinin şekil ve şemailini şöyle bir süzerim, mümkünse cema