vaziyet

vaziyet Ar. vaø¤iyyet

(I) a. 1. Durum, tavır, hâl: “Çocuklarının vaziyeti, istikbali seni alakadar ediyorsa biraz kendi âleminden çıkar, onlarla meşgul olursun, anladın mı?” -A. M. Dranas. 2. Konum: Kasaba coğrafi vaziyeti yüzünden lodosu, poyrazı pek az tutan bir limanda kurulmuştur.

vaziyet Ar. vaø¤ + yed

(II) a. El koyma.

< Ar. vaz’iyyet) Durum, vaziyet

vaziyet İng. position

Doğum sırasında yavrunun belirli bir noktasıyla apertura pelvis kranyalisin belirli noktaları arasındaki ilişki, pozisyon.

---

vaziyet ile benzer kelimeler

bağırsaklarda patolojik vaziyet değişiklikleri Alm. pathologische Lageveraenderangen des Darmes Bağırsakların normal durumlarının değişmesi durumu.

dorsoilyal vaziyet İng. dorsoilial position Doğum sırasında, uzunluğuna önden gelişte, yavrunun sırt bölgesinin ananın sağ veya sol ilyumuyla karşı karşıya gelmesi biçiminde görülen yavru pozisyonu, sağ , sol .

dorsopubikal vaziyet İng. dorsopubical position Doğum sırasında, uzunluğuna önden gelişte, yavrunun sırt bölgesinin ananın pubisiyle karşı karşıya gelmesi biçiminde görülen yavru pozisyonu.

dorsosakral vaziyet İng. dorsosacral position Doğum sırasında, uzunluğuna önden gelişte, yavrunun sırt bölgesinin ananın sakrumuyla karşı karşıya gelmesi biçiminde görülen yavru pozisyonu. Yavrunun uzunluğuna önden gelişlerindeki normal doğum pozisyonudur.

esas vaziyet a. ask. Esas duruş.

lumboilyal vaziyet İng. lumboilial position Uzunluğuna arkadan gelişte yavrunun bel bölgesinin ananın sağ veya sol ilyumuyla karşı karşıya gelmesi biçiminde görülen yavru pozisyonu, sağ , sol .

lumbopubikal vaziyet İng. lumbopubical position Uzunluğuna arkadan gelişte yavrunun bel bölgesinin ananın çatı kemiğiyle karşı karşıya gelmesi biçiminde görülen pozisyon.

lumbosakral vaziyet İng. lumbosacral position Uzunluğuna arkadan gelişte yavrunun bel bölgesinin ananın kuyruk sokumu kemiğiyle karşı karşıya gelmesi biçiminde görülen, uzunluğuna arkadan gelişteki tek uygun doğum durumu.

---