ümit vermek

ümit vermek

umut vermek: İnsan zekâsının birliği, düşüncelerin tesanüdünden doğan büyük ve ümit verici bir netice. -C. Meriç.

ümit vermek ile benzer kelimeler

1. Şahitlik etmek, şahadette bulunmak. 2. Kanaât getirmek, hükmetmek. 3. "Kelime-i şahadet" getirmek.

, -di Far. um³d, umm³d

a. (ümi:di) Umut: Büyük bir , sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım. -A. Gündüz.

(< Ar. ümîd)

Ümit Köken: Far.

Cinsiyet:

umut bağlamak: Hem ne güzeldi sesindeki yankı / Ben oraya ümitlerimi bağladımdı -B. Necatigil.

umut beslemek.

umut bırakmak: Cemil'in bu sözleri kalplerde hiç olmazsa yarın için biraz ümit bırakıyordu. -Y. K. Karaosmanoğlu.

a. Umut dünyası.

umut etmek: Geceyi oldukça rahat geçireceğinizi ümit ederim. -R. H. Karay.

a. Umut kapısı: Hiçbir çıkar yol görmez, hiçbir bulmaz, her zaman şikâyetlerinden bahseder. -A. Ş. Hisar.

'ü', 'm', 'i', 't', ' ', 'v', 'e', 'r', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
ümit vermek kelimesinin tersten yazılışı ' kemrev timü' diziliminde gösterilir.

vücuda getirmek meydana getirmek, var etmek: Koridor burada sola kıvrılarak yeni bir dehliz daha tedir. -H. F. Ozansoy.
vasküler sistem İng. vascular system Ksilem ve floemden oluşan bitki dokularında, ksilem tarafından su ve suda erimiş madd
vakit öldürmek zamanı yararsız, gereksiz işlerle veya iş yapmadan geçirmek: Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç i
üst-üşek verimi İng. plate efficiency Bir eksicik ışını borusunun üst-üşek çevrimindeki dalgalı gücün, düz akım güç girdis
ürperti vermek korkutmak.