ulusçuluk akımları

ulusçuluk akımları İng. Nationalist movements

Fransız devriminden sonra Avrupa'nın kimi ülkelerinde, 19. yüzyıldan beri Osmanlı egemenliği altındaki yabancı uluslarda ve Türklerde, en sonunda dünyanın bütün ezilmiş uluslarında meydana gelen, kendi kendini bulma ve tam bağımsızlığa kavuşma çaba ve uğraşıları.


ulusçuluk akımları ile benzer kelimeler

ekonomik ulusçuluk

bk. iktisadi ulusçuluk

iktisadi ulusçuluk

İng. economic nationalism

İktisadi açıdan güçsüz olan ulusal ekonomilerin güçlü ekonomilere karşı korunması gerektiğini savunan; List, Carey ve Patent gibi iktisatçılar tarafından ortaya atılan görüş.

ulusçuluk

, -ğu

a. Milliyetçilik.


İng. nationalism

Her ulusun kendi kültür değerlerini, çıkarlarını ve bağımsızlığını her şeyin üstünde tutarak ve koruyarak varlığını sürdürebileceğine inanan, çok kez bölgesel, uluslararası ya da ...

Eddy akımları

İng. eddy currents

Alternatif akımların elektrik devreleri ve onların civarındaki metalik iletkenlerde yol açtığı akımlar.

elektron akımları

Fr. courant d'électron

(astronomi)

fon akımları hesabı

İng. flow of funds accounts

Ekonominin çeşitli kesimleri tarafından ödünç alınan ve verilen fonların kaydı.

Foucault akımları

Osm. Foucault ceryanları

(fizik)

sermaye akımları

bk. sermaye hareketleri


"ulusçuluk akımları" karakter analizi

  • ulusçuluk akımları, 18 karakter ile yazılır.
  • u harfi ile başlar, ı harfi ile biter.

Karakter dağılımı

  • 'u', 'l', 'u', 's', 'ç', 'u', 'l', 'u', 'k', ' ', 'a', 'k', 'ı', 'm', 'l', 'a', 'r', 'ı', şeklindedir.
  • ulusçuluk akımları kelimesinin tersten yazılışı ' ıralmıka kuluçsulu' diziliminde gösterilir.

(a,k,l,m,r,s,u,ç,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler

yumuşakçamsılar
İng. molluscoides

Çok hücrelilerin (Metazoa), birincil ağızlılar (Protostomia) filumunun, vücutları boru,

surra kamçılısı
Lat. Trypanosoma evansi

18-34 mikron boyunda olup, ince yapılı, arka ucu sivri, çok devingen kan asalağı

suçlayıvermek

(-i) (suçlayı'vermek) Ayrıntılı düşünmeden suçlamak.

suçlandırmak

(-i) Suçlu olduğuna karar vermek, suçlu olduğunu ileri sürmek: “Ama onu hiç kimse suçlandıramaz.” -Y. Z. Ortaç.<

suçlandırılmak

(nsz) Suç yüklendirilmek, itham ettirilmek.