ulam

ulam

a. 1. Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tümü, makule, kategori: “İnsan üstüne düşünenlerin hepsi, her iki ulamda da yetkinliğe az rastlandığı görüşünde birleşirler.” -A. Erhat. 2. fel. ve man. Nesnel gerçekliğin ve bilginin en genel ve temel özelliklerini, ilişkilerini yansıtan temel kavramların her biri, nicelik, nitelik, bağıntı, makule, kategori.

ulam

Yüklenti, angarya.

ulam

Ekli, bağlı.

ulam

< ET ulam: ücretsiz, ve bazan sıra ile görülen iş; angarya

ulam İng. category
ulam İng. category

Ne (…)nesneler yığınıyla her (…) için A dan B ye yapı dönüşümleri adı verilen bir Yapı (A,B) kümesi ve her (…) için aşağıdaki koşulları gerçekleyen bir Yapı (A,B)xYapı (B,C) (…)Yapı (A,C) işlemi olan yapı : a) Yapı (A,B), Yapı (A',B') kümeleri A=A', B = B' olmadıkça ayrıktırlar, b) Her (...) için sırayla Yapı (...), Yapı (B,A) kümelerinin öğeleri için soldan ve sağdan birim görevini gören bir (…)Yapı (A,A) yapı dönüşümü vardır, c)(…)Yapı (A,B),(…)Yapı (B,C), 'he Yapı (C,D) için (hog)of = ho(gof) dir.

ulam İng. category

Nesnel gerçekliğin ve bilginin en genel ve temel özelliklerini, yanlarını ve ilişkilerini yansıtan temel kavramların, her biri.

Ulam Köken: T.

Cinsiyet: Erkek 1. Kesintisiz, sürekli. 2. Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tümü. 3. Yetenekli, becerikli. 4. Grup, demet, topluluk, kategori.

---

ulam ile benzer kelimeler

ulam ulam sf. Sıra sıra: “Hatta ben mahcubiyetimden kızarmak değil, gözlerimden yaş da getirebilirim.” -Ö. Seyfettin. Akın akın, yığın yığın, art arda. Akın akın, birbiri ardına, küme küme. <...

ulam ulam olmak Sürekli istemek, çok yalvarmak: Ulam ulam oldu dayine söylemedim.

küçük ulam İng. small category Nesneler bölüğü bir küme olan ulam.

ulam kuramı İng. theory of category Ulamları konu edinen uzbilim kuramı.

---