uçurmak

uçurmak

(-i) 1. Uçma işini yaptırmak: Uçurtmayı uçurmak. 2. Kesip ayırmak, koparmak: “Kelleni uçurmadıklarına şükür... Geçmiş olsun!” -R. H. Karay. 3. Hızlı götürmek, hızlı sürmek: “Arabayı, kuvvetli atlar tenha yolda uçuruyordu.” -Ö. Seyfettin. 4. argo Gizlice alıp gitmek.

uçurmak

1. Koyuvermek, bırakmak salıvermek. 2. Kuş, yavrusunu kanatlandıktan sonra bırakmak.

uçurmak

1. Uydurmak, söz çıkarmak 2. Över gibi görünüp alay etmek.

uçurmak

Yıkmak.

uçurmak

1. Çalmak, aşırmak. 2. Yitirmek.

uçurmak

Kesici ya da koparıcı bir şeyle vurup düşürmek.

uçurmak

< ET uçurmak: uçurmak; yıkmak || üçürmek

uçurmak

1. Kaçırmak. 2. Yüksek göstermek, çok medhetmek. 3. Koşturmak, süratle göndermek.

---

uçurmak ile benzer kelimeler

arma uçurmak (veya budatmak) den. armayı rüzgâra kaptırmak.

balon uçurmak ilgililerin ne diyeceklerini ve nasıl davranacaklarını anlamak amacıyla aslı olmayan bir haber yaymak.

başını uçurmak kellesini uçurmak.

(birinin) kellesini uçurmak kafasını keserek koparmak.

haber uçurmak gizlice haber göndermek. Acele, süratle haber göndermek.

kafasını uçurmak kellesini uçurmak.

kâğıt uçurmak Kuşatılmış bir kalenin komutanına ya da herhangi bir iş yaptırılmak istenen kimseye yazılan yazıyı ivedi olarak ya da gizlice yollamak.

papaz uçurmak argo içkili eğlence düzenlemek: “Bu gece beş, on para çıkarırsan izinli gecemde papaz uçururuz.” -K. Tahir.

---