uçuñ

uçuñ

İçin.

uçun

a. Bayrağın uçkurluk karşısındaki kenarı.

uçun

İçin.

uçun

İçin.

uçun İng. gas

Özdecikleri ya da öğecikleri erkince devinebilen ve bulunduğu oylumu tam olarak dolduran özdek halleri.

uçuñ ile benzer kelimeler

İng. poisonous gas

İng. aerosol

Katı ya da sıvıların bir uçtun ortamda ince parçacık ya da damlacık halinde dağılarak asılı kaldığı karışım.

İng. gas blow-out

İng. natural gas

Yakıt olarak kullanılan, çoğu metan olan ve yeryagı ile birlikte bulunan yeğni karbonhidrat uçunları karışımı.

İng. natural gas

İng. radioactive emanation

Belirli ışımetkin öğelerin verdiği uçunlar, özellikle radyom öğesinin saldığı ve en ağır soy uçunlardan olan radon.

İng. permanent gas

Dönüşül sıcaklığının üstünde sıvılaştırılamaz evrede bulunan uçun.

İng. perfect gas

Uçun yasalarına tam olarak uyan özdek.

İng. degassing

Işıtaçlarda kullanılacak tellerin ya da kaplanacak metal yaprakların ısıtalarak, soğurulmuş uçundan arıtılması.

üçüncü duruş İng. third position İkinci duruştan sonra gelen hareket. Dirsekler hafif bükülmüş olarak kollar iki yandan
tunçlaştırma a. Tunçlaştırmak işi.
tunçlaşmak (nsz) Tunç rengini almak.
tonlu geçiş Alm. Modulation (Resim) Aratonlar yardımıyla bir renkten öbürüne geçiş.
süt yoğunölçeri Dgr. laktodensimeter