uçucu

uçucu

sf. 1. Uçma yeteneği veya özelliği olan. 2. Düşük sıcaklıkta hızla buharlaşma özelliği olan. 3. a. Pilot.

uçucu İng. volatile

Düşük sıcaklıkta az ısı ile uçabilen (özdek).

uçucu İng. flyer

Atlayıp havada uçan trapez cambazına verilen ad.

uçucu İng. volatile

Buhar basıncı yüksek olduğundan, bulunduğu karışımdan kolayca gaz evreye geçebilen (özdek).

uçucu İng. volatile

Uçuculuk özelliği taşıyan.

uçucu Osm. tayyâr

(kimya)

uçucu İng. volatile

Petrol, parfüm gibi çabuk buharlaşan maddeler.

uçucu ile benzer kelimeler

İng. volatile basic nitrogen

Amonyak, trimetilamin ve dimetilamin gibi azot içeren uçucu serbest bazik bileşiklerinin genel adı, TVB-N.

İng. total volatile bases

Balık ve balık ürünlerinde azot içeren uçucu baz özelliğe sahip amonyak, trimetilamin, dimetilamin, üre vb. kimyasal bileşikler, TVB, TVB-N.

İng. Altair

Kartal'ın a yıldızı.

İng. volatile anaesthesics

Solunum yoluyla uygulanan anestezik maddelerin ortak adı, inhalasyon anestezikleri.

İng. volatile basic nitrogen

Toplam .

İng. volatile matter

Bir üründe kolay buharlaşabilen nitelikte olan petrol, parfüm gibi kısımlar.

İng. volatile matter

Cisimlerin bileşiminde, gaz ya da buhar durumunda bulunan maddeler.

İng. volatile matter

İng. volatile liquid

Uçuculuk özelliği olan sıvı.

üçüncü duruş İng. third position İkinci duruştan sonra gelen hareket. Dirsekler hafif bükülmüş olarak kollar iki yandan
uçucu yağlar İng. etheric oils Eterik yağlar.
panç ile cudi İng. punch and judy İngilizlerin geleneksel kukla oyunu. Panç çirkin, koca burunlu, koca göbekli kambur bi
Keçiburcu Şanlıurfa ili, Şekerli bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
geçici koruma İng. temporary protection Sergilerde sergilenen markalarla bulguları, bu sergiler süresince ya da geçici b