tuz bulaşımı

tuz bulaşımı İng. salt contamination

Tuz yunaklarında, ostenitlenmiş parçaların temizlenmeden bir yağ yunağına daldırılması sonucunda, yağ ortama tuz karışması olayı.

tuz bulaşımı ile benzer kelimeler

bir şeyin hoşa gitmesi onun birtakım nitelikler taşımasına ve bu niteliklerin de gerektiği oranda bulunmasına bağlıdır anlamında kullanılan bir söz.

İng. water contamination

Yağlı su verme ortamlarına su karışmasıyle ortaya çıkan ve ortamın soğutma özelliklerinin düşmesine yol açan bulaşım olayı.

İng. bath contamination

Örgensel ve madensel özdeklerin karışımı sonucu, yunağın bulaşık duruma geçmesi olayı.

İng. surface contamination

Bir metal yüzeyde oluşan bulaşım.

acısı henüz taze olan bir kimsenin üzüntüsü, birtakım söz ve davranışlarla artırılmamalıdır anlamında kullanılan bir söz.

İng. acid salt

Bileşimindeki asit hidrojenlerinin bir bölümü metallerle yer değiştirmemiş olan tuz. Örn. sodyum bikarbonat (NaHCO3).

Osm. milh-i hâmız

(kimya)

karısı herhangi bir şey isteyince, ihtiyaçları karşılayamayan kocanın içi sıkıntıyla dolar.

Fr. sel basique

(kimya)

't', 'u', 'z', ' ', 'b', 'u', 'l', 'a', 'ş', 'ı', 'm', 'ı', şeklindedir.
tuz bulaşımı kelimesinin tersten yazılışı ' ımışalub zut' diziliminde gösterilir.

uzlaştırabilmek (-i) Uzlaştırma imkânı veya olasılığı bulunmak.
uzlaştırabilme a. Uzlaştırabilmek işi.