türev

türev

a. 1. Türemiş veya üretilmiş şey. 2. db. Yapım ekiyle kurulmuş kelime, müştak: Sev-gi, sev-in-mek, göz-lük gibi. 3. kim. Bir madde üzerinde yapılan kimyasal işlemler sonucu elde edilen bir başka madde. 4. mat. Değişken artması sıfıra giderken, fonksiyonun artmasının değişken artmasına oranının limiti.

türev Fr. Dérivé

Türetme yoluyla yapılan kelime.

türev İng. derivative

(Derleme., türeme, türeme kelime, türemeli kelime, türemiş kelime Yapım ekiyle kurulmuş sözcük: Sevinç (sev-inç), sevgi (sev-gi), sevinmek (sev-in-mek) , söylenti (söyle-n-ti), başlangıç (baş-lan-gıç), gözlük (göz-lük), evli (ev-li) vb.

türev İng. derivative

1. İşlevde doğan değişikliğin değişken aralığına oranının, aralık sıfıra yaklaşırkenki ereyi. 2. İşlevin değişkene göre değişme hızı.

türev İng. derivative

Bir işlevin değişiminin, bağlı olduğu değişkenin değişimine oranının, değişim aralığı sıfıra giderken vardığı erey.

türev İng. derivative

Türetme yoluyla yapılmış kelime: az+lık, yol+luk, bula-n-ık, sev-gi + li, tara-n-mış, yeşil+lik, tut-uş, ayır-ıntı vb.

türev İng. derivate

1. Bir ana özdekten kimyasal yollarla türetilen ve onun kimi özelliklerini taşıyan özdek. 2. İzlevde doğan değişikliğin değişim aralığına oranının, aralık büyüklüğü sıfıra yaklaşırken aldığı sınır değer.

türev İng. derivative

1. bk. Fréchiet türevi. 2. Değişken artması sıfıra giderken, işlevin artmasının değişken artmasına oranının ereyi. Simgesi : f işlevinin (…) noktasındaki türevi varsa, bu türev(…) biriyle gösterilir

türev, diferensiyel ve integral işaretleri İng. derivative differential and integral signs

(...)

türev Osm. müştak

(kimya, matematik)

türev

Azerbaycan Türkçesi: törämä söz; Türkmen Türkçesi: yasama söz; Gagauz Türkçesi: düzülü laf; Özbek Türkçesi: yasama soz; Uygur Türkçesi: yasalma söz; Tat: yasalma süz; Başkurt Türkçesi: yahalma hüz;Kmk: etilgen söz; Krç.-Malk.: kuralgan söz; Nogay Türkçesi: yasalma söz; Kazak Türkçesi: tuwındı söz; Kırgız Türkçesi: tuundu söz; Alt:: bütken sös; Hakas Türkçesi: pütken sös; Tuva Türkçesi: uktalgan sös; Rusça: proizvodnoye slovo

türev İng. derivative

Bir kök, ya da kaynaktan işlevsel olarak türemiş nesne ya da sonuç.

Türev Köken: T.

Cinsiyet: Erkek Oluşan, ortaya çıkan, türeyen.

---

türev ile benzer kelimeler

bir taraflı türev İng. one sided derivative ( )

dış türev bk. dış diferansiyel.

düzgen türev İng. normal derivative Bir işlevin düzgen yönündeki yöneltili türevi.

eşdeğişkin türev İng. covariant derivative ( )

ikinci türev eğrisi İng. second derivative curve Potansiyometrik bir titrasyon için Δ2E/ΔV2 eğrisi; fonksiyon, bir titrasyon eğrisinin büklüm noktasına karşı gelen noktada işaret değiştirir.

karışık kısmi türev İng. mixed partial derivative (...)

karşıdeğişkin türev İng. contravariant derivative ( )

katmerli türev Fr. hystérogène Türeme bir kelimeden yapılan türev: Sağlamlaştırmak gibi.

---