tırmanma

tırmanma

a. 1. Tırmanmak işi: “Radyatörün suyunu tazeledikten sonra virajlı yokuşu tırmanmaya başladı.” -A. Gündüz. 2. sp. Kendine özgü araçlardan yararlanarak vücudu, kollarla çekerek yukarı doğru yer değiştirme. 3. ask. Atom silahlarının gücünün önüne geçilmez, önlenemez bir biçimde hızlanmasını belirten terim. 4. mec. Bir durumun, bir olgunun giderek güç kazanması, etkisini artırması, güçlenmesi.

tırmanma İng. climbing

Kendine özgü araçlarda, vücudu, kollarla yardımlı yardımsız çekerek yukarı doğru yer değiştirme.

tırmanma İng. relevé

Dansçının aynı yerde yaptığı bir yükselme hareketi. Dansçı, ayaklarının ön kesimi üzerinde birkaç kez yükselir, sonra ilk duruşunu alır.

tırmanma

Türk cambazının bir becerisi : Yağlanmış uzun bir direğin tepesine tırmanma.

---

tırmanma ile benzer kelimeler

halata tırmanma (tırtıl) İng. rope-climbing Bir noktadan asılı halatta, yardımlı ya da yardımsız , kollarla vücudu çekerek yukarı doğru yer değiştirme.

karesel tepe tırmanma modeli İng. quadratic hill-climbing method

takılı tırmanma (ördekleme) Alm. Entern Eğik gergin halata ve benzeri araçlara kol ve bacak yardımıyla tırmanma.

tırmanma halatı İng. climbing-rope Yukarı, ucu takılı, aşağı ucu sallanan 35 mm. çapında tırmanmaya yarayan kalın ip.

tırmanma kilidi Alm. Kletterschluss Halat, sırık gibi tırmanma araçlarında, kollara kolay devinim olanağı sağlamak için diz ve baldırların çapraz olarak aracı sıkıştırması.

tırmanma sırığı (durağan sırık) İng. climbing-pole Uzunluğu 5 m., dışçapı 42 mm. olan ağaç ya da kaygan çelik borudan yapılmış, yukarı ve aşağı uçları takılı tırmanma aracı.

tırmanma şeridi a. Kara yollarında, yokuşlarda ağır araçlara ayrılmış en sağdaki şerit.

yardımlı tırmanma İng. climbing with help of legs Kendine özgü araçlara bacaklardan da yararlanarak tırmanma.

---