tatil

tatil Ar. ta¤µ³l

a. (ta:til) 1. Kanun gereğince çalışmaya ara verileceği belirtilen süre, dinlenme: “Gel gelelim berberlere karşı haksızlığımız şu hafta tatili işinde bile kendini gösteriyor.” -N. Hikmet. 2. Okul, meclis, adliye vb. kuruluşların çalışmasını durdurduğu veya kapalı bulunduğu dönem: “Yakında dönmesi lazım. Sömestir tatili sona eriyor.” -A. Ümit. 3. Eğlenmek, dinlenmek amacıyla çalışmadan geçirilen süre: “Beni tatili geçirmek üzere evlerine davet ettiler.” -S. F. Abasıyanık.

---

tatil ile benzer kelimeler

adli tatil a. huk. Kanunda belirlenen durumların dışında, hiçbir adli işlemin yapılmadığı süre: “Üstelik olduğu için hak sahipleri bekleşirler.” -B. Felek.

genel tatil ücreti İng. holiday pay İş Kanunu kapsamına giren iş yerlerinde çalışan işçilere, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmamaları durumunda normal, çalışmaları durumunda ise iki katı ödenen ücret.

tatil dinlenekleri İng. summer camps Okul çağındaki çocukların ve gençlerin yaz tatillerini kırlık yerlerde ya da deniz kıyılarında, sağlık kurallarına uygun ve toplumsal ilişkileri geliştirici bir ortam içinde geçirmeleri için resmî ya da özel eğitim kurumları, kamu kuruluşl...

tatil etmek 1) okul, iş yeri vb.ni kapatmak, çalışmasına ara vermek: “O zamana kadar inşaatı tatil edeceksiniz, dediler.” -H. Taner. 2) başka bir güne, zamana erteleyerek çalışmaya ara vermek.

tatil köyü a. Turistlerin veya ülke insanlarının dinlenmesine uygun bir yerde kurulmuş olan ve evleri gerektiğinde belirli bir süre dinlenmek isteyenlere kiralanan yerleşim yeri: “Hiçbir yerde aradığım huzurlu nü bulamayacağım.” -H. Taner.

tatil olmak kapanmak, ara verilmek.

tatil yapmak 1) tatile çıkmak; 2) işe ara verip dinlenmek.

celseyi tatil etmek oturuma ara vermek.

---