tanımlama kuramı
Tanımları konu edinen mantık dalı.
tanımlama kuramı ile benzer kelimeler
bölütleyici tanımlamaİng. taxonomic definitionBaşlangıçta dizgeli dirimbilimde başvurulan, bitki ve hayvan türlerini adlandırıp betimleyerek bölütlere ayırmaya yarayan kümeleyici ya da türsel tanımlama yaklaşımı. |
etken tanımlamaİng. factor definitionÖlçümler ve ölçerler arasında bağıntıyı sağlayan etkenler saptandıktan sonra, bunlarla yüksek bağıntıyı veren ölçerlerin içerikleri incelenerek etkenleri tanıma ve betimleme işi. |
postscript, (sayfa tanımlama dili)İng. postscript |
tanımlamaa. Tanımlamak işi, tarif etme. İng. definition 1. Bir deyimin tanımını verme işlemi. 2-Bir deyiminbelirtik tanımını verme işlemi. |
tanımlama yanıİng. specification biasBir örnekbiçimin yanlış tanımlanmasından ortaya çıkan yan. Örneğin, denklemlerdeki yanılgılar yerine değişkenlerdeki yanılgılarla kurulan bir örnekbiçimli kullanılması nedeniyle ortaya çıkan yan. |
acyo faiz kuramıİng. agio theory of interestFaizi, kişilerin paraya bugün verdikleri değer ile gelecekte biçtikleri değer arasındaki farka dayanarak açıklayan ve Avusturyalı iktisatçı Böhm-Bawerk (1851-1914) tarafından ortaya atılan kuram. |
açıklanmış tercihler kuramıİng. theory of revealed preferencesTüketici dengesi çözümlemesinde, farklı gelir - fiyat seçenekleri karşısında tüketicinin gerçek tercihlerine dayanarak oluşturulan kuram. |
Adler kuramıİng. adler's theoryGerçek ya da düşsel olan, ten, tin ya da toplumla ilgili bir yetersizliğin kişide yarattığı aşağılık duygusunun sonucu olan çatışmaların, ödünleyici davranışlarla giderildiğini savunan kuram. |
"tanımlama kuramı" karakter analizi
- tanımlama kuramı, 16 karakter ile yazılır.
- t harfi ile başlar, ı harfi ile biter.
Karakter dağılımı
- 't', 'a', 'n', 'ı', 'm', 'l', 'a', 'm', 'a', ' ', 'k', 'u', 'r', 'a', 'm', 'ı', şeklindedir.
- tanımlama kuramı kelimesinin tersten yazılışı ' ımaruk amalmınat' diziliminde gösterilir.
(a,k,l,m,n,r,t,u,ı) harflerinden ile oluşan bazı kelimeler
yurtlandırmak(-i) Bir kimseye veya bir topluluğa yurt sağlamak, iskân etmek. bk. yerleştirmek. |
yumurta kanalıİng. ovtductYumurtalan, yumurtalıktan dışan taşıyan kanal. Ovidukt. |
yoğunlaştırmak(-i) Yoğun duruma getirmek, teksif etmek. Fr. Condenser |
umutlandırmak(-i) Umut vermek, umutlanmasına yol açmak, ümitlendirmek: Daha sonra bir iki dalga daha onu umutlandırarak sahile a |
tunçlaştırmak(-i) 1. Bir sembolü tunçtan yapılmış bir heykelle canlandırmak. 2. Tunç rengi kazandırmak. |