tamtakır olmak

tamtakır olmak

içinde gerekli hiçbir şey kalmamak: Ne sağyağ kaldı ne zeytinyağı ne pirinç ne şeker ne fasulye, kiler tamtakır oldu. -H. R. Gürpınar.

tamtakır olmak ile benzer kelimeler

sf. (ta'mtakır) İçinde bulunması gereken şeylerden hiçbiri bulunmayan, bomboş: Bir zamanlar hazinemiz dı, sıçan düşse başı yarılırdı. -T. Halman.

boş, bomboş: Sütnine yukarı çıktığı zaman ne görsün? Sandık tamtakır kuru bakır. -R. N. Güntekin.

Başı dertte olmak, başının derdine düşmek.

1. Karşılaşmak, raslamak, yaklaşmak, mukarin olmak. 2. Meşgul olmak, çalışmak

Ganimete kavuşmak, zengin olmak

1. Yönelmek. 2. Rast gelmek, isabet etmek, musadif olmak, karşılaşmak. 3. Nail olmak, mazhar olmak, erişmek. 4. Delâlet etmek, uygun gelmek

Dışarı çıkmak

Yumrulaşmak, tümsekleşmek, pırtlak, fırlak olmak

't', 'a', 'm', 't', 'a', 'k', 'ı', 'r', ' ', 'o', 'l', 'm', 'a', 'k', şeklindedir.
tamtakır olmak kelimesinin tersten yazılışı ' kamlo rıkatmat' diziliminde gösterilir.

toplaştırmak (-i) Toplamak, bir araya getirmek: Bu kaburgasız insan yığınını İstanbul'da toplaştıran, oy ticaretidir. -A. B
toplam kuralı İng. sum rule
sıkıştırma kolu İng. handle Sıkıştırma milini çeviren kol.
portakalımsı sf. Portakalsı.
pırpıtér olmak Acı ve ölüm korkusuyla çırpınmak, tepinmek.