tablo

tablo Fr. tableau

a. (ta'blo) 1. Bez, tahta, kâğıt vb. maddeler üzerine yapılmış yağlı boya, sulu boya, pastel veya kara kalem resim: “Hırsından bazılarına tablomu bedava verdim, alın, götürün diye bağırdım.” -H. C. Yalçın. 2. Birbiriyle olan ilgilerine göre düzenlenerek yazılmış şeylerin hepsi: Çarpım tablosu. Kronoloji tablosu. 3. mec. Yaşanan, var olan olay ve olguların hepsinin genel görünüşü, manzara: “Talebelik günlerimizden bazı tabloları çizmeye çalışacağım.” -H. F. Ozansoy. 4. tiy. Bir perdenin dekor değişikliğiyle belirlenen alt bölümü.

tablo İng. tableau

Bir sahne yapıtındaki ana bölümlerin iç kesimi. ,

tablo Alm. Tafelbild, Tafelmalerei

(Resim) Bez ya da tahta üzerine yapılmış boya resim. a. bk. resim bezi, kasnak, boyaresim.

---

tablo ile benzer kelimeler

2x2 tablo İng. two-by-two table Dört gözlü tablo.

dört gözlü tablo İng. fourfold table Nitel verilerdeki iki satır ve iki sütundan oluşan sıklık tablosu, 2x2 tablo.

ekonomik tablo bk. iktisadi tablo

finansal tablo bk. mali tablolar

iki kanatlı tablo İng. diptych (Resim) (Yun. di-ptukhos = ikiye katlı) Birbirine menteşeli iki kanat üzerine yapılmış, katlanabilir resim.

iktisadi tablo İng. economic table İktisadi değerin tümüyle topraktan elde edildiğini ve çiftçi sınıfı dışındaki bütün toplumsal sınıfların ellerine geçen bu değeri hammadde ve yiyecek karşılığında çiftçi sınıfına devredecekleri varsayımına dayanan ve Fizyokrasinin kurucu...

sessiz tablo Alm. Stimmes spiel Yalnız jestler ve mimiklerle konuşmasız oynanan tablo.

tablo lambası (gösterge lambası) İng. dashboard lamp (panel lamp) Otomobillerin göstergelerinin bölgelik aydınlatmasına yarayan ufak lamba.

---