söve boy

boy boy

sf. Çeşitli büyüklük ve nitelikte: “Dağlar önünde , güneş gözümde tel tel.” -Ö. B. Uşaklı.

söve

(I) a. 1. Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve: “Kendilerini ağaçlara, kapı lerine çarpmazlar.” -M. Ş. Esendal. 2. Avlu kapısının iki yanına konan uzun taşlar: “Başını kapının taş sine koyup bir mektep çocuğu gibi bağıra bağıra ağlamak istiyordu.” -...

söve pervazı

(Mimarlık) Sövenin duvar yüzeyine gelen kalınlığı üzerine çakılan çerçeve. a. bk. söve.

söve taşı

Avlu kapısının iki yanına konan uzun taşlar

1.bk. söye (II)-2. 2.Fırın kapısının yanlarına konulan taşlar. 3.bk. söve (II).

Ocak içlerinde iki yana dikine konulan geniş, uzun, düz taşlar.

avlanabilir boy

Su ürünleri tüzüğü ve sirküleriyle avlanmasına izin verilen en küçük balık boyu.

battal boy

a. 1. Çok büyük boy. 2. sf. Bu boyda olan.

1. Çok büyük boy kâğıtların bir kez katlanarak iki yaprak oluşturması. 2. Bu boyda sayfaları olan kitap. (Boy: 45 cm.den uzun; simge: Gr. 2°. )

bi boy

Eşit boyda, bir boyda.

bir boy

sf. 1. Aynı boy. 2. Bir insan boyu uzunluğunda olan. 3. zf. hlk. Bir kez.