soğan

soğan

a. bit. b. 1. Zambakgillerden, yemeklere tat vermek için yumrusu ve yeşil yaprakları kullanılan güzel kokulu bitki (Allium cepa): “El kapısı kızcağızın öyle canına yetmiş ki soğan ekmeğe bile razı.” -H. Taner. 2. Çiğdem, lale, zambak, sarımsak vb. bitkilerin toprak altındaki yumru kökü: “Lalelerin cinsleri günden güne çoğalıyor, soğanları akıl almayacak fiyatlarla satılıyordu.” -A. H. Çelebi.

soğan Fr. Bulbe
soğan İng. onion

Zambakgiller (Liliaceae) familyasından, soğanlı, yaprakları yuvarlak ve içi boş, çiçekleri uçta şemsiye şeklinde ve zarsı bir yapı ile çevrili, yaprakları taze olarak, gövdesi taze ya da kuru olarak yenen bir kültür bitkisi.

soğan Osm. basala

(botanik)

soğan Osm. basaliye

(botanik)

---

soğan ile benzer kelimeler

anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan) hlk. ne olduğu belirsiz kimselerin çocuğu.

baş ol da istersen soğan başı ol “küçük bir işte de olsa başta olmak önemlidir” anlamında kullanılan bir söz.

çil soğan Taze soğan.

kabalak soğan Baş soğan.

kayı soğan Yeşil soğan.

kuru soğan a. Toprak altında kalan yumru soğanın kurutulmuşu.

soğan akarı İng. onion mite Çürümekte olan soğanlar üzerinde bulunan ve bu soğanlarla temas eden insanlarda deri yangısına neden olan akar türü, Acarus rhyzoglypticus hyacinthi.

soğan başı kubbe Alm. Zwiebeldach Hindistan, Rusya ve Güney Almanya'da görülen soğan başı biçimindeki kubbe.

---