sivil

sivil Fr. civil

sf. 1. Askerî olmayan: Sivil savunma. 2. Asker sınıfından olmayan (kimse). 3. Özel bir biçimde olmayan, üniforma olmayan (giysi): “Arkasında siyah şayaktan bir sivil elbise vardı.” -R. N. Güntekin. 4. Üniforma veya özel giysi giymemiş olan (kimse): “Çoğunlukla sivil insanları yadırgardım.” -F. R. Atay. 5. a. Resmî olmayan giysi: “Hatta mektebi bitirebilmesinde biricik amil, bir avukatın yazıhanesinde saklı sivillerini giydi ve fırladılar.” -N. F. Kısakürek. 6. a. Sivil polis. 7. argo Çıplak, çırılçıplak.

sivil

1.Siğil. 2.Sivilce.

sivil

< Fr. civil: sivil. || sivel

sivil

El derisinde oluşan küçük ur

---

sivil ile benzer kelimeler

sivil idare a. Sivil yönetim.

sivil polis a. Emniyet teşkilatında görevi gereği üniformasız çalışan polis, sivil: “Sivil polis daha fazla bir şey sormadı.” -R. H. Karay.

sivil savunma a. Barışta doğal afetlere karşı, savaşta sıcak çatışma içinde sivil halkı korumaya yönelik önlemler bütünü.

sivil toplum a. Devletin denetimi altında olmayan, kararlarını bağımsız olarak vererek toplumsal etkinliklerde bulunan bireyler topluluğu.

sivil toplum kuruluşu a. Toplumdaki çeşitli sorunları bağımsız olarak ele alıp kamuoyunu bilgilendirme ve aydınlatma görevi yapan, öneriler sunan her türlü birlik, sivil toplum örgütü.

sivil toplum örgütü a. Sivil toplum kuruluşu.

sivil yönetim a. Askerî açıdan bağımlı olmayan yönetim biçimi, sivil idare.

---