sis

sis

a. coğ. Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su taneleri veya buhardan oluşan bulutların çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman: “Kalküta'yı süt mavisi bir akşam sisi kaplıyor.” -R. H. Karay.

sis Fr. Brouillard
sis

Çil: Kızın yüzü sisli.

sis

Yüzdeki çil.

sis İng. fog

Yeryüzüne oturan ve görüş uzaklığını az ya da çok daraltan bir tür bulut. bk. bulut, pus.

sis İng. mist

1. Nemli havanın yeterince soğumasıyla içindeki su uçuğunun yeryüzüne yakın yerlerde yoğuşumu. 2. Bir uçun içindeki sıvı damlacıklarından oluşan asıltı.

sis İng. fog

Çok ince sıvı damlacıklarının bir gaz içinde dağılıp asılı durması sonucu oluşmuş heterojen bir karışım.

sis Fr. brouillard, brume

(coğrafya)

sis İng. fog, fogging, veiling

Sinema Genellikle çevirimde ya da işlemelikte bir yanlışlıktan, en çok boş filmin alıcıya takılıp çıkarılması sırasında makaraya ışık sızması sonucu filmin ışık almasından ileri gelen ve görüntü üzerinde kendini az ya da çok donuklukla gösteren kusur.

sis

1. Atın tüylerindeki küçük alaca benekler. 2. Bazı kimselerin yüzlerinde bulunan nokta nokta esmer lekeler, çil.

---

sis ile benzer kelimeler

fotokimyasal sis İng. photochemical smog UV ışık tarafından başlatılan tepkimelerle daha asidik hale gelmiş olan duman ve sisin karışımı.

sis balığı Lat. Aspius vorax Kemikli balıklardan, sazangiller (Cyprinidae) familyasından, boyu 100 cm olabilen, eti lezzetli olduğu için sevilerek yenen ve bu nedenle ekonomik önem taşıyan bir tür.

sis bombası a. Sis oluşturmak için kullanılan bomba.

sis etkisi İng. fog effect Sinema Görüntüde sis görünüşü sağlamak amacıyla çeşitli yollardan yaratılan etki.

sis etmek Konuşmak Ses etmek, konuşmak

sis etmeni İng. fog effect Sahne üzerinde sisli hava yanılsamasını sağlayan düzen. Bu, ışıklarla desteklenen tül perdeyle elde edilebildiği gibi, sahneye çeşitli yerlerden verilen buharla da sağlanabilir.

sis farı a. Otomobillerde sisli havalarda görüş mesafesini çoğaltan far.

sis humması İng. fog fever Çayır amfizemi.

---