sinema düşkünü

sinema düşkünü İng. cinemagoer, picturegoer, (ABD) moviegoer

Sinema Filmlerin iyi ya da kötü oluşuna bakmaksızın, sürekli olarak sinemaya giden kimse, sinema tiryakisi.

sinema düşkünü ile benzer kelimeler

sf. Dayağa layık olan, dövülmeyi hak eden (kimse).

sf. Bolluk ve mutluluk içindeyken sonradan fakir düşmüş (kimse).

sf. Evlenmeye çok istekli olan: Nabi Efendi, Nezahat Hanım'ı bir taze diye almıştı. -M. Yesari.

bir şeye aşırı derecede düşkün (olmak).

sf. Kötülük yapmak için fırsat kollayan (kimse).

sf. 1. İyi bir yaşantısı varken gözden düşerek yoksulluğa mecbur kalan (kimse). 2. Makam ve mevki hırsı olan (kimse).

a. 1. Giyecekleri eskimiş veya kötü olan kimse. 2. Kılık kıyafete düşkün kimse, giyinmeyi seven kimse.

a. Kılık .

's', 'i', 'n', 'e', 'm', 'a', ' ', 'd', 'ü', 'ş', 'k', 'ü', 'n', 'ü', şeklindedir.
sinema düşkünü kelimesinin tersten yazılışı ' ünükşüd amenis' diziliminde gösterilir.

tırnak düşmesi İng. exungulation Kapsül tırnağın canlı tırnak dokusundan çeşitli nedenlerle tamamen ayrılıp düşmesi, eksu
münasip düşmek uygun düşmek: O makama daha gayur bir zat münasip düşüyordu. -A. İlhan.
hakkın düşmesi İng. forfeiture, foreclosure, foreclosing Yasa, sözleşme ya da yargıcın saptadığı belli bir süre içinde, k
başmühendislik , -ği a. 1. Başmühendis olma durumu. 2. Başmühendisin yaptığı iş.